Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 32165 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 30440 - Esas Yıl 2014





Kasten yaralama suçundan sanık ...’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2,3- e ve 62/1. maddeleri uyarınca 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanık hakkındaki hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesine göre açıklanmasının geri bırakılmasına, sanığın Gülnar Belediyesi sınırları içerisinde 150 adet fidan dikme yükümlülüğüne tabi tutulmasına dair Gülnar Asliye Ceza Mahkemesinin 18/04/2013 tarihli ve 2013/8-83 sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı'nın 20.06.2014 tarih ve 2014/12614 – 42336 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 02.07.2014 tarih ve 2014/240072 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi. Mezkur ihbarnamede;Dosya kapsamına göre;1) Suç tarihinden önce hapis cezasına mahkum edilmediği anlaşılan sanık hakkında tayin olunan kısa süreli hapis cezasının, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 50/3. maddesi uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasındaki tedbirlerden birine çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde,2) 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/8. maddesinin alt bentlerinde denetimli serbestlik tedbiri olarak sanıklara yüklenecek yükümlülükler,a) Bir meslek veya sanat sahibi olmaması halinde, meslek veya sanat sahibi olmasını sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesine,b) Bir meslek veya sanat sahibi olması halinde, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına,c) Belli yerlere gitmekten yasaklanmasına, belli yerlere devam etmek hususunda yükümlü kılınmasına ya da takdir edilecek başka yükümlülüğü yerine getirmesine şeklinde belirlenmiş olup, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 09/06/2009 tarihli ve 2009/5644 Esas, 2009/13118 sayılı ilamında da belirtildiği üzere, bunların dışında Cumhuriyet savcısının infaz yetkisini kısıtlayacak ve sanığa mali külfet getirecek şekilde, her bir suç için 25 adet fidan dikme hususunda yükümlülük belirlenmesinin mümkün bulunmadığı, sanık hakkında yükümlülük belirlenirken kanun koyucunun amacına uygun, akla ve mantığa muhalif olmayan tarafları tatmin edici, denetime elverişli bir yükümlülüğe hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde; isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.Gereği görüşülüp düşünüldü:1) Tebliğnamedeki 1 no'lu bozma düşüncesine yönelik yapılan incelemede;Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının üzerine inşa edildiği hüküm, daha sonra davanın düşmesi kararı verildiğinde veya hükmün açıklanması ya da yeni bir hüküm kurulması halinde varlık kazanacağından ve ancak bu halde 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 305 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 223. maddeleri uyarınca temyiz edilebilme olanağına kavuşabileceğinden, bu aşamadan önce henüz hukuken varlık kazanmamış bulunan, bu hükmün temyiz merciince denetlenebilme olanağı bulunmamaktadır. Kanun yararına bozma yasa yolunun ise temyiz ve istinaf incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlere karşı başvurulabilen olağanüstü bir kanun yolu olup, amacının ülke sathında uygulama birliğine ulaşılması, hakim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki ciddi boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi olup bu kanun yoluna başvurulabilmesi için ilk ve temel koşulun, verilen hüküm veya kararın istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş olmasıdır.Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 29/06/2010 gün ve 11/70-159, 22/05/2012 gün ve 2011/8-498 Esas, 2012/211 sayılı kararlarında da açıklandığı üzere belirtilen hukuka aykırılığın hükmün içeriğinin denetlenmesini gerektirmesi nedeniyle kanun yararına bozma konusu yapılması olanaklı bulunmadığından ve kanun yararına bozma yoluna gidilemeyeceğinden, Adalet Bakanlığı'nın bu yöndeki kanun yararına bozma talebinin REDDİNE,2) Tebliğnamedeki 2 no'lu bozma düşüncesine yönelik yapılan incelemede;Adalet Bakanlığı'nın kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; Gülnar Asliye Ceza Mahkemesinin 18/04/2013 tarihli ve 2013/8-83 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nin 309/3. maddesi uyarınca yasa yararına BOZULMASINA, CMK'nin 309/4-a maddesi uyarınca müteakip işlemlerin mahkemesince yerine getirilmesine, dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 01.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.