Tebliğname No : KYB - 2015/298962 Kasten yaralama suçundan sanık M.. A..’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 86/3-c ve 62. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun'un 53/1-c maddesinde sayılı hakları şartla tahliye tarihine kadar, 53/1-a,b,d ve e. maddesindeki haklardan ise infaz tarihine kadar mahrum bırakılmasına, Nusaybin Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/170 esas, 2012/257 sayılı kararı tekerrüre esas olması sebebiyle sanığın cezasının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 58/6. maddesine göre mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına dair Nusaybin 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/12/2014 tarihli ve 2014/337 esas, 2014/574 sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı'nın 18.08.2015 tarih ve 2015/16813–53941 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 07.09.2015 tarih ve 2015/298962 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi. Mezkur ihbarnamede; Dosya kapsamına göre, 1) Nusaybin 2. Asliye Ceza Mahkemesince tekerrüre esas alınan Nusaybin Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/170 esas, 2012/257 sayılı kararıyla sanığın kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçundan 5237 sayılı Kanun’un 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 191/6. maddesi gereğince hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, cezanın infazının ertelenmesine karar verilmiş olunması karşısında, tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde, 2) 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53/2. maddesinde yer alan “Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz.” ve 3. fıkrasındaki “Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz.” şeklindeki düzenlemeler karşısında, anılan maddenin 1-c bendinde yer alan hak yoksunluğunun sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıvermeden sonra uygulanamayacağı, kendi alt soyu dışındaki kişiler bakımından vesayet ve kayyımlıkla ilgili hak yoksunluğu ile anılan maddenin 1. fıkrası a, b, d ve e bentlerinde yazılı hak yoksunluklarının ise cezanın infazının tamamlanmasına kadar devam edeceği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulmasında; isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309.maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı. Gereği görüşülüp düşünüldü: Adalet Bakanlığı'nın kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; Nusaybin 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/12/2014 tarihli ve 2014/337 esas, 2014/574 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nin 309/4. maddesi ( d ) bendi gereğince kanun yararına BOZULMASINA, hükümden TCK'nin 58. maddesinin uygulanmasına ilişkin parağrafın çıkartılmasına, hüküm fıkrasının TCK'nin 53.maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümünün, “5237 sayılı TCK'nin 53/1-a,b,c,d,e bentlerinde yazılı hakları kullanmaktan mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, TCK'nin 53/1-c maddesinde yazılı velayet, vesayet ve kayyımlığa ait yetkileri kendi alt soyu üzerinde kullanmaktan TCK'nin 53/3. maddesi hükmü gereğince şartla tahliye tarihine kadar yoksun bırakılmasına” şeklinde değiştirilmesine, infazın bu şekilde yapılmasına, hükmün diğer kısımlarının aynen bırakılmasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE; 28.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.