Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2962 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 3076 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Yerinde görülmeyen diğer itirazların reddine, ancak; Davanın dayanağını oluşturan suç tutanağında,muhtarın ağaçların sanık tarafından kesildiğini söylemesi üzerine sorulduğunda sanığın dava konusu ağaçları kendisinin kesip üzüm bağında kullandığını beyan ettiğinin yazılı bulunmasına, mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda, dava konusu meşelerin kesildiği yerin orman sayılan yerlerden olduğunun, 120 adet düzgün ağacın tahrayla kesildiğinin, sanığın emvali kestiğini iddia ettiği yerde bir adet kavak ağacının kesilmiş olup üzüm bağında da kavaktan temin edilen üzüm çubuklarının toplu halde yığılı olup hiç kullanılmadıklarının, sanığın emvali kendi arazisinden kestiği iddiasının doğru olmadığının, zira kavakların yaklaşık bir ay önce kesilip Şubat ayında kesilmiş olsalardı üzüm mevsiminde kullanılmaları gerektiğinin,ayrıca ikinci ayda kesilen kavakların kuruyup kabuklarının dökülmüş olması gerektiğini, oysa görülen kavak çubuklarının ancak 1-2 ay önce kesildiklerinin, suça konu emvalin kesim yerinin dik olmasına rağmen yol yapılarak kesilen odunların taşındığının, birkaç yıldan beri bu sahadan kesim yapıldığının belirtilmesine; duruşma aşamasında dinlenilen zabıt mümziilerinin yeminli ifadelerinde tutanağı doğrulayarak muhtarın telefonu üzerine mahalle gidip tesbit yaptıktan sonra sanığa suça konu yeri açık bir şekilde tepe ve mevkisini belirterek tarif edip ağaçları kimin kestiğini sorduklarında kendisinin kesip bağında kullandığını beyan etmesi üzerine tutanak düzenlediklerini belirtmelerine, yine muhtar Osman Yıldırımın da olay günü tanımadığı birinin kendisini arayarak sanığın suça konu yerden ağaç kestiğini bildirmesi üzerine durumu orman idaresine ihbar ettiğini, orman memurlarıyla sanığın evine gittiklerinde suça konu yeri ayrıntılı tarif ederek sorduklarında kendisinin kesip bağında kullandığını, tutanağı imzalamayacağını, kimliğini de vermeyeceğini beyan ettiğini ifade etmesine, sanığın muhtar ile bir husumet iddiasında da bulunmamasına göre suçun subut bulduğu gözetilmeden yerinde olmayan gerekçelerle yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, Bozmayı gerektirmiş katılan idare temsilcisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1 maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.