Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 27342 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12275 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiMahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;Gereği görüşülüp düşünüldü: 1) Sanık hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sanığın, kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak 5237 sayılı TCK'nin 53/1. maddesinde belirtilen hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilirken, 5237 sayılı TCK'nin 53/1-c maddesinde belirtilen hakları kendi altsoyu üzerinde koşullu salıverilme tarihine kadar, kendi altsoyu dışındakiler bakımından hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar kullanamayacağına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeple 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesi gereğince, hüküm fıkrasının 3. bölümünün hak yoksunlukları ile ilgili paragrafının karar metninden çıkarılarak yerine “Sanığın 5237 sayılı TCK'nin 53/1. maddesinin a, b, c, d, e bentlerinde belirtilen hak ve yetkileri kullanmaktan mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi altsoyu üzerindeki TCK'nin 53/1-c maddesinde belirtilen velayet hakkından, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan ise 5237 sayılı TCK'nin 53/3. maddesi gereğince koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına" ibaresinin eklenmesi ve diğer kısımların aynen bırakılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 2) Sanık hakkında kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; a) Müşteki...'nun talimatla alınan ifadesinde "..benim parmağım başlangıçta acil serviste kırıldığı söylenmiş ise de, kırık olmadığı zedelendiği anlaşıldı" şeklindeki beyanları karşısında, bu beyanın doğruluğu halinde müştekinin yaralanmasının basit yaralanma olması ve bunun da görevi yaptırmamak için direnme suçunun unsuru olabileceği ve sanık hakkında ayrıca nitelikli yaralama suçundan ceza verilmemesi sonucunu doğuracağı gözetilerek, müştekinin bu beyanı doğrultusunda tüm tedavi evrakları getirtilerek Adli Tıp Şube Müdürlüğünden, gerektiğinde Adli Tıp Kurumu Başkanlığından yeniden rapor alınarak rapor sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve tespiti gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, Kabule göre; b) Adli tıp kriterleri açısından kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisinin hafif (1) ile ağır (6) derece şeklinde sınıflandırılması ve 5237 sayılı TCK'nin 87/3. maddesinde kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisine göre cezanın en fazla 1/2 oranında artırılması öngörülmüş olması karşısında, mağdurun adli raporunda vücudundaki kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisinin hafif (1) derece olduğunun belirtilmesine rağmen, TCK'nin 3. maddesine göre orantılılık ilkesine aykırı olarak 1/4 oranında artırım yapılması suretiyle sanığa fazla ceza verilmesi, c) Sanığın, kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak 5237 sayılı TCK'nin 53/1. maddesinde belirtilen hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilirken, 5237 sayılı TCK'nin 53/1-c maddesinde belirtilen hakları kendi altsoyu üzerinde koşullu salıverilme tarihine kadar, kendi altsoyu dışındakiler bakımından hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar kullanamayacağına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerle 5320 sayılı yasanın 8/1 maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 06.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.