Basit yaralama suçundan sanık ...'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 86/3-a-son, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 3.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair İslahiye 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/02/2016 tarihli ve 2016/6 esas, 2016/56 sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı'nın 14.11.2016 tarih ve 2016/11509 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 25.11.2016 tarih ve 2016/391134 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi. Mezkur ihbarnamede; Sanığın 22/12/2013 tarihinde müşteki ...'i yaralamak şeklinde kabul edilen eyleminden dolayı, İslahiye 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/01/2016 tarihli ve 2016/5 esas, 2016/41 sayılı kararı ile 5237 sayılı Kanun’un 86/2, 86/3-a-son, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 3.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği gözetilmeden, aynı sanık hakkında aynı eylem nedeniyle açılan ikinci davanın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/7. maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasında, isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309.maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı. Gereği görüşülüp düşünüldü: Adalet Bakanlığı'nın kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; İslahiye 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/02/2016 tarihli ve 2016/6 esas, 2016/56 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nin 309/4. maddesinin (d) bendi gereğince kanun yararına BOZULMASINA; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/7. maddesinde yer alan “Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa, davanın reddine karar verilir.” hükmü gereğince, sanık ... hakkında açılmış olan ikinci davanın REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE; 18.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.