Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 223 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 18023 - Esas Yıl 2016





Basit yaralama suçundan sanık ...’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 86/3-a, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 3.000,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Ankara 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 06/12/2010 tarihli ve 2010/1206 esas, 2010/1221 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde suç işlediğinden bahisle 5271 sayılı Kanun’un 231/11. maddesi uyarınca hakkında verilen hükmün açıklanmasına, 5237 sayılı Kanun’un 86/2, 86/3-a, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 3.000,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Ankara 40. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/06/2016 tarihli ve 2010/21 esas, 2010/14 sayılı ek kararına karşı Adalet Bakanlığı'nın 11.11.2016 tarih ve 2016/11938 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 25.11.2016 tarih ve 2016/392219 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi. Mezkur ihbarnamede; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. maddesinde düzenlenen “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkumiyet hükmü kurabilir.” şeklindeki hükme göre, mahkemenin duruşma açarak sanığın hukuki durumunu değerlendirmesi gerekirken, savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309.maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı. Gereği görüşülüp düşünüldü: Adalet Bakanlığı'nın kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; Ankara 40. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/06/2016 tarihli ve 2010/21 esas, 2010/14 sayılı ek kararının 5271 sayılı CMK'nin 309/4.maddesi gereğince kanun yararına BOZULMASINA; müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE; 18.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.