Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19988 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14336 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Çocuk MahkemesiMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;Gereği görüşülüp düşünüldü; Dairemizin 28.01.2015 tarih, 2014/24575 esas, 2015/3012 karar sayılı onama kararına karşı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 20.04.2015 tarih ve 2015/124931 sayılı karar düzeltme talebi ile “suça sürüklenen çocuk hakkında zorunlu müdafii tayin edildiğinden bu ücretlerin suça sürüklenen çocuktan tahsiline karar verilemeyeceğinden yargılama giderleri ile ilgili kısmın düzeltilerek onanması” istemiyle dosya, itirazen incelenmek üzere dairemize gönderilmesi üzerine yapılan incelemede;Gereği görüşülüp düşünüldü: 1) Yerinde görülen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının KABULÜNE,2) 28.01.2015 tarih, 2014/24575 esas, 2015/3012 karar sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,Suça sürüklenen çocuğun yaralama suçundan verilen hükmü temyiz ettiği belirlenerek yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;5271 sayılı CMK'nin 324/1. maddesinde ödenmesi gereken avukatlık ücretleri yargılama giderlerinden sayılarak cezaya veya güvenlik tedbirine hükmolunması halinde bu giderlerin sanığa yükletilmesi gerektiği bildirilmiş ise de Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin de tarafı olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesindeki bir suç ile isnat edilen herkesin avukat tutmak için gerekli maddi olanaklardan yoksun olması halinde ve adaletin yerine gelmesi için gerekli görüldüğünde re'sen atanacak bir avukatın yardımından ücretsiz olarakyararlanabileceği yönündeki düzenleme ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 90/5. maddesindeki usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümlerinin esas alınacağı yönündeki düzenleme karşısında, 5271 sayılı CMK'nin 324. maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesi arasında çıkan uyuşmazlıkta milletlerarası andlaşma hükmü olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümlerinin esas alınması gerektiği gözetilmeden, suça sürüklenen çocuk için yapılan müdafiilik giderinin 5271 sayılı CMK'nin 150/2. maddesi uyarınca kendisine zorunlu olarak müdafii tayin edilen suça sürüklenen çocuktan tahsiline karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuğun temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten 5320 sayılı sayılı Yasanın 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesi uyarınca hüküm fıkrasının yargılama giderlerine ilişkin kısmının ''16,00 TL davetiye giderinin suça sürüklenen çocuktan tahsili ile hazineye gelir kaydına, zorunlu müdafiilik gideri olarak yapılan 464 TL yargılama giderinin ise hazine üzerinde bırakılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10.06.2015 gününde Başkan vekili ... ve Üye ....'ın karşı oyları üzerine oy çokluğu ile karar verildi. MUHALEFET ŞERHİDairemizdeki çoğunluk görüşünce verilen, bozma kararındaki, zorunlu müdafilik ücretinin yargılama giderinden sayılmayacağı görüşüne katılmamaktayız.1-Avrupa İnsan hakları sözleşmesinin 6/3-c maddesi aynen şöyledir:Bir suç ile itham edilen herkes aşağıdaki asgari haklara sahiptir. Kendisini bizzat savunmak veya seçeceği bir müdafinin yardımından yararlanmak; eğer avukat tutmak için gerekli maddi olanaklardan yoksun ise ve adaletin yerine gelmesi için gerekli gördüğünde, resen atacak bir avukatın yardımından ücretsiz olarak yararlanabilmek, hakkına sahip bulunduğu, madde içeriğinden anlaşıldığı gibi, avukat yardımından ücretsiz yararlanabilmek için bir suç ile itham altında olmak gerekir. Bir suçla itham altında olan bu kişi, yargılama sonunda beraat edebilir. Dolaysıyla maddi olanaksızlıklar yüzünden beraat edecek bu kişiyi, avukatın yardımından mahrum etmemek için avukatlık ücretini devlet karşılamaktadır. Devlet de yargılama sonunda bu giderlerini suç ile itham edilen kişiden değil, mahkum durumuna düşen kişiden tahsil etmektedir.Şüpheli veya sanık olarak yargılanan kişi, müdafi tutacak maddi olanaklardan yoksun ise veya resen müdafi atanması gerektiren bir kişi ise atanan müdafinin yardımından, yargılama aşaması boyunca ücretsiz yararlanır. Adaletin gerçekleşmesi ve adil yargılanmanın oluşması için, sanığa bu olanaklar tanınmaktadır. Sanığa bu olanaklar tanınmadığı takdirde, silahların eşitliği kuralı gerçekleşmeyeceğinden, sanık yargılama sonunda, avukat yardımından yararlanamadığını ileri sürüp savunma hakkının kısıtlandığını iddia edebilir. İlerde ileri sürülebilecek bu iddialara karşı, sanığa bu haklar tanınmıştır.Devletin sanığa yaptığı bu yardım, maddi olanaklardan yoksun oluşu nedeniyle, ücreti ödeme olanağına sahip bulunmaması, sanığın yaşının küçüklüğü veya isnat edilen cezanın ağırlığı gibi nedenler arasında bir ayırım yapılmamıştır. Sanığın savunmasız kalmaması için, AİHS'ne uyum sağlamak için yargılamaya gölge düşürmemek için re'sen müdafi tayin edilmesi cihetine gidilmiştir. Yargılama süresi devam ettiğinden, sanık sıfatı bulunduğu müddetçe bu kişiden avukatlık ücreti istenemez. Yargılama sonunda kim mahkum olursa, otopsi giderleri gibi yargılama giderleri ile baro tarafından atanan müdafinin ücreti de mahkum olan kişiden tahsil edilmelidir.2-Baro tarafından ödenen müdafi giderlerinin, yargılama gideri sayılıp sayılmayacağı sorunu:-5320 sayılı Yasanın 13. maddesi-5271 sayılı Yasanın 324-325-327. maddeleri-Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 5. maddesi, 8/3. ile 11/7.maddeleri,Ayrı ayrı okunduğundan, baro tarafından ödenen bu müdafi ücretinin, yargılama sonucunda, yargılama giderleri gibi, mahkum olan kişilerden tahsil edilmesi gerekmektedir. Kanun koyucu yukarıda belirtilen kanun maddelerini yürürlüğe koyarken, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne uyum sağlamak için bu kanun ve yönetmelikleri yürürlüğe koymuştur. Baro tarafından görevlendirilen müdafiye ödenen ücret de yargılama giderlerindendir. Yargılama sonunda sanık hakkında beraat kararı verildiğinde, tüm yargılama giderleri, Devlet Hazinesince üstlenir. Buna karşılık, mahkumiyeti halinde hükmün kesinleşmesi ile bu sefer bütün yargılama giderleri (örneğin otopsi giderleri) gibi resen atanan müdafi ücreti de mahkum olan hükümlüye yüklenir. Anayasa mahkemesi; 5320 sayılı Yasanın 13.maddesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olmadığına karar vermiştir. 12.03.2009 tarih 2007-43 esas, 2009-51 sayılı kararı aynen şöyledir.“Ceza Muhakemesi Kanununa göre, yargılama sürecinde hüküm kesinleşinceye kadar şüpheli veya sanıktan müdafi ücreti istenmemektedir. Hüküm kesinleştikten sonra ise yargılama giderleri içerisinde, müdafii ücreti istenen şahıs, şüpheli veya sanık değil artık hükümlü sıfatını taşımaktadır. Düzenleme ile amaçlanan sanığa adil bir şekilde savunma imkanlarının sağlanmasıdır. Soruşturma ve kovuşturma evrelerinde bu imkan sağlandıktan sonra, yardım kapsamında ödenen ücretin yargılama gideri olarak hükümlüden tahsilinin öngörülmesinin Anayasanın adil yargılanma hakkına aykırılığından sözedilemez.” şeklindedir. Tüm bu açıklamalar karşısında mahkemenin uygulamasında bir isabetsizlik bulunmadığından, bozma kararında belirtilen zorunlu müdafi ücretinin hazine üzerinde bırakılmasına ilişkin çoğunluk görüşüne katılmamaktayız. Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar Borçlunun adi ortaklık payının haczi mümkün olmayıp ancak semerelere ve tasfiye payına haciz konulabilir MAHKEMESİ : İstanbul 9.İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 16/05/2013NUMARASI : 2013/274 E-2013/479 K.Taraflar arasındaki “icra memuru işleminin kanun yolu ile iptali isteminden" dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 9.İcra Hukuk Mahkemesi'nce şikayetin reddine dair verilen 17.07.2012 gün ve 2012/686 BOŞANMA DAVASINDA DAVALI TAŞINMAZINA İHTİYATİ TEDBİR KONULAMAYACAĞI Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sırasında mahalli mahkemece verilen, ihtiyati tedbire itiraz üzerine verilin 31.01.2013 tarihli karar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:Boşanma veya ayrılık davası açılınca alınabilecek tedbirler Türk Medeni Kanunu'nun 1 KİRA BORCUNA İTİRAZ • KİRA SÖZLEŞMESİ - İTİRAZIN KALDIRILMASI (.Dava, itirazın kaldırılması ve temerrüt nedeni ile kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece uyuşmazlık yargılamayı gerektirdiğinden istemin reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, 15.07.2010 tarihinde başlattığı icra takibinde 01.06.2009 başlang Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?