MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;Gereği görüşülüp düşünüldü;1) Sanık hakkında, katılana yönelik hakaret ve silahla tehdit suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Sanığın atılı suçlamaları kabul etmemesi, katılanın soruşturma aşamasında alınan ifadesinde sanığın kendisine hakaret ettiğini ve kendisini tehdit ettiğini iddia etmesine rağmen kovuşturma aşamasında bu yönde bir beyanının olmaması, katılanın soruşturma aşamasındaki hakaret ve tehdit iddialarının olay yerinde bulunduğu anlaşılan katılanın kardeşleri olan tanıklar.... ve ... ile tanık .....'ın beyanları ile desteklenmemesi karşısında, dosya kapsamındaki delillere göre, sanığın üzerine atılı suçların sabit olmaması nedeniyle hakkında beraat kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin isteme aykırı olarak ONANMASINA, 2) Sanık hakkında, katılana yönelik kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Katılanda bir adet kesici-delici alet yaralanması bulunmasına, katılanın kardeşleri olan tanıklar.... ve ... ile tanık ....'ın sanığın katılanın yaralandığını anlayınca olay yerinden kaçtığını beyan etmelerine ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın eylemi açıkça kasten yaralama suçunu oluşturduğundan tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Mahkûm olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, 5237 sayılı TCK'nin 53/3. maddesi gereğince kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluğuna karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesi gereğince, hüküm fıkrasının hak yoksunluklarına ilişkin kısmının karar metninden çıkarılarak yerine “Sanığın 5237 sayılı TCK'nin 53/1. maddesinin a, b, c, d, e bentlerinde belirtilen hakları mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar kullanmaktan yoksun bırakılmasına, 5237 sayılı TCK'nin 53/3. maddesi gereğince kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluğunun uygulanmamasına" ibaresinin eklenmesi suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 01.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.