Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17640 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 32234 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiHÜKÜM : Mahkumiyet, beraat, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; 1) Sanık ...'ın, katılan sanık ...'a karşı eylemi nedeniyle kurulan hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde; 5271 sayılı CMK'nin 231/12. maddesi gereğince “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir” hükmü gereğince kararın temyiz kabiliyeti olmadığından ve ancak itiraz yolu açık bulunduğundan itiraz merciince karar verilmek üzere dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE, 2) Sanık ...'ın, mağdur ...'ye karşı eylemi nedeniyle kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde; Mağdur ...'nin beyanın tespit edildiği 27/08/2010 tarihli celsede “sanıktan şikayetçi olmadığını” beyan etmesine göre, katılan sıfatı bulunmayan mağdur vekilinin 5271 sayılı CMK'nin 242/1 ve 260/1. maddeleri gereğince temyiz yetkisi bulunmadığından, temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi uyarınca isteme uygun REDDİNE, 3) Sanık ...'ın, katılan ...'a yönelik eylemleri nedeniyle kurulan mahkumiyet hükümüne yönelik temyiz incelemesinde; Yerinde görülmeyen diğer itirazların reddine, ancak; Sanığın, 5237 sayılı TCK’nin 53/1-a, b, c, d, e bentlerinde yazılı hakları kullanmaktan mahkum olduğ hapis cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar, TCK'nin 53/1-c maddesinde yazılı velayet, vesayet ve kayyımlığa ait yetkileri kendi alt soyu üzerinde kullanmaktan TCK'nin 53/3. maddesi hükmü gereğince şartla tahliye tarihine kadar yoksun bırakılmasına uygulanabileceği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm tesisi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca olarak BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesi gereğince, hükmün bu konu ile ilgili fıkrasının “5237 sayılı TCK’nin 53/1-a, b, c, d, e bentlerinde yazılı hakları kullanmaktan mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, TCK'nin 53/1-c maddesinde yazılı velayet, vesayet ve kayyımlığa ait yetkileri kendi alt soyu üzerinde kullanmaktan TCK'nin 53/3. maddesi hükmü gereğince şartla tahliye tarihine kadar yoksun bırakılmasına” şeklinde değiştirilmesi ve diğer kısımların aynen bırakılması suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 4) Sanık ...'ın, katılanlar ...'a yönelik eylemleri nedeniyle kurulan mahkumiyet hükümüne yönelik temyiz incelemesinde; İddianame anlatımına göre sanığın, balıkçı barınağının bulunduğu yerde katılan ...'ı bıçakla yaraladıktan sonra katılanın hastaneye gitmek için yola çıkması, 500-600 metre ilerlemelerinin ardından sanığı gören katılan ...'ın araçtan inerek sanığın yanına gitmesi ve sanığın, katılan ...'ı yakması eylemlerinin iki ayrı suç oluşturduğu ve zamanaşımı süresince hüküm kurulabileceği anlaşılmakla tebliğnamenin bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. Yerinde görülmeyen diğer itirazların reddine, ancak; a) Katılan ...'ın yaralanmasının hayati tehlike geçirmesine ve yüzde sabit ize neden olması karşısında temel ceza belirlenirken alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi, b) 5237 sayılı TCK’nin 53/3. maddesine göre TCK’nin 53/1-c maddesinde yer alan velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri ile ilgili hak yoksunluğunun sadece kendi altsoyu üzerinde şartla tahliye tarihine kadar uygulanabileceği gözetilmeden, kurulan hükümlerde yazılı şekilde tüm kişiler için velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerinin şartla tahliye tarihine kadar uygulanabileceğine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin ve katılan vekilinin itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca isteme uygun BOZULMASINA, 06/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.