Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17548 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13288 - Esas Yıl 2015





Tebliğname No : 3 - 2012/267328MAHKEMESİ : Alaçam(Kapatılan) Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 09/03/2012NUMARASI : 2010/241 (E) ve 2012/156 (K)Dairemizin 10.03.2015 tarih 2014/37662 Esas, 2015/8792 Karar sayılı kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 17/04/2015 tarih 3 - 2012/267328 sayılı itiraznamesi ile “İtirazın konusu hükümden sonra fakat temyiz incelemesinden önce ölen sanık M.. A.. hakkındaki hükmün bozulması gerektiğine ve sanık M.. T.. hakkındaki hükümlerin lehe aleyhe tüm hukuka aykırılıklar nedeni ile bozulması gerektiğine ilişkindir. 1- Sanığın ölümü halinde kamu davasının düşürülmesi gerektiğine dair TCK'nİn 64/1 maddesindeki amir hüküm uyarınca, hükümden sonra fakat temyiz incelemesinden önce, 19/07/2014 günü öldüğü UYAP'tan alınan nüfus kayıt örneğinden anlaşılan sanık M.. A.. hakkındaki hükmün temyiz nedeniyle henüz kesinleşmemiş olması karşısında, sanık hakkındaki hükmün bozulmasında zorunluluk bulunması nedeniyle, inceleme tarihinde ölü olan sanık hakkındaki onama kararına itiraz etmek gerekmiştir.2-Eleştiri, temyiz mahkemesince aleyhe temyiz bulunmaması veya sonuca etkili olmaması nedeniyle mutlak bozma sebebi teşkil etmeyen bir hukuka aykırılığa uyarıcı, öğretici ve yol gösterici nitelikte işaret edilmesidir. Eleştiri kural olarak “onama” kararlarında söz konusudur. Hükmün sanık lehine belirlenen hukuka aykırılıklar veya zorunluluklar nedeniyle bozulması durumunda sanığın aleyhine tespit edilen hukuka aykırılıkların da bozma sebebi yapılması ve hükmün lehe-aleyhe bozulmasına karar verilmesi gerektiği, aksi takdirde sanığın; önceki yanılgılı uygulama nedeniyle ortaya çıkan hafif sonuç cezadan, ikinci kez mahkûmiyetin sonuçlarını da kapsayacak şekilde yararlandırılmasını sağlayacak, sanığa daha önce bir kez tanınmış olan atıfet genişletilmek suretiyle, hakkaniyete aykırı sonuçların doğmasına, adalet ve eşitlik ilkelerinin zedelenmesine yol açılacağı kanaatine varılmıştır.Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 15/04/2014 gün ve 323-181 esas- karar sayılı, 22/04/2014 gün ve 120-209 esas- karar sayılı kararları da bu yöndedir.Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Yüksek Dairece yerel mahkeme hükmü sanık M.. T.. lehine başka bir nedenden dolayı bozulduğu halde; "TCK'nin 86/2. maddesindeki hapis cezası tercih edildikten sonra TCK'nin 50/2. maddesine aykırı olarak hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi" isabetsizliğinin aleyhe temyiz bulunmaması gerekçesiyle eleştiri sebebi yapılması, sanığa daha önce bir kez tanınmış olan atıfet genişletilmek suretiyle, hakkaniyete aykırı sonuçların doğmasına neden olacağından, sanık aleyhine tespit edilen bu hukuka aykırılığın da bozma sebebi yapılarak, kazanılmış hak saklı tutulmak kaydı ile hükmün lehe-aleyhe bozulmasına karar verilmesi gerektiği kanaati ile anılan Yüksek Daire'nin sanık M.. T.. hakkındaki mahkumiyet hükümlerinin bozulmasına dair kararına itiraz etmek gerekmiştir.Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Sanık M.. A.. hakkındaki kasten yaralama suçundan kurulan beraat hükmünün onamasına dair Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 10/03/2015 gün ve 2014/37662 Esas, 2015/8792 Karar sayılı kararının KALDIRILMASI, sanığın beraatine dair Alaçam (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesi'nin 09/03/2012 gün ve 2010/241 E. 2012/156 K. sayılı kararının sanığın ölümü nedeniyle BOZULMASI, 2-Kasten Yaralama suçundan sanık M.. T.. hakkında Alaçam (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesi'nin 09/03/2012 gün ve 2010/241 E. 2012/156 K. sayılı kararı ile verilen mahkumiyet hükümlerinin BOZULMASINA dair Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 10/03/2015 gün ve 2014/37662 Esas, 2015/8792 Karar sayılı kararının KALDIRILMASI, hükümlerin mevcut bozma sebebiyle birlikte eleştiri konusu yapılan hukuka aykırılık yönünden de CMUK'un 326/son maddesi gözetilmek suretiyle BOZULMASI, 3- tiraz yerinde görülmediği takdirde, itiraz hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na TEVDİİ,” talebi ile itiraz edilmesi üzerine, Dairemizce 10.10.2012 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının TCK'nin 191.maddesi ile ilgili itirazının kabulü ancak TCK'nin 29. maddesi ile ilgili itirazının reddine karar verilmesi üzerine, dosyanın Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kuruluna dosyanın gönderilmesinden sonra Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 17.12.2013 tarihli Esas No: 2012/3-1479 - Karar No :2013/611 sayılı kararına göre, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne ve Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 03.05.2012 gün ve 21533-17833 sayılı bozma kararının kaldırılmasına ve dosyanın esastan incelenmek üzere Dairemize gönderilmesi üzerine yapılan incelemede;Gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Yerinde görülen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının KABULÜNE,2-Dairemizin 10.03.2015 tarih 2014/37662 Esas, 2015/8792 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;Gereği görüşülüp düşünüldü;1)Sanık A.. S.. hakkında kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;CMK'nin 231/12. maddesi gereğince “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir” hükmü gereğince kararın temyiz kabiliyeti olmadığından ve ancak itiraz yolu açık bulunduğundan, dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE,2)Sanık M.. A.. hakkında kurulan beraat hükmünün incelenmesinde;Yerinde görülmeyen diğer itirazların reddine, ancak;Sanık M.. A..'ın 19/07/2014 günü öldüğü dosya arasında mevcut nüfus kayıt örneğinden anlaşılmakla, TCK'nin 64. maddesi hükümleri karşısında yasal değerlendirme yapılmasının zorunluluğu,Bozmayı gerektirmiş, katılan Mehmet ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 3) Sanık M.. T..'ın A.. S..'a ve K.. K..'a yönelik eylemleri nedeniyle kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;İddianamede mağdur Aydın'ın müşteki sanık sıfatıyla yer aldığı ve dosyada Bafra Devlet Hastanesinden verilme adli raporunun bulunduğu anlaşılmakla, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.Yerinde görülmeyen diğer itirazların reddine, ancak;a)Sanık hakkındaki adli sicil kaydı ile getirtilen mahkumiyet ilamında 6831 sayılı Yasanın 91/5. maddesince mahkum olduğu ancak anılan hükmün 31/3/2011 tarihinde 6217 sayılı Yasanın 11. maddesi ile değiştirilerek idari para cezasına dönüştürüldüğü dikkate alındığında, 5271 sayılı CMK'nin 231. maddesindeki diğer hususlar dikkate alınıp değerlendirme yapılarak, sanığın hukuki durumunun tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,b)TCK'nin 86/2. maddesindeki hapis cezası tercih edildikten sonra TCK'nin 50/2. maddesine aykırı olarak hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan CMUK’un 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkı saklı tutulmak kaydıyla hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 26.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.