MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiHÜKÜM : Mahkumiyet, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair, Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü;1) Sanık ... hakkında mağdur ...'i sanık ... hakkında mağdur mağdur Ümit'i yaralama suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:5271 sayılı CMK'nin 231/12. maddesi gereğince “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir” hükmü gereğince kararın temyiz kabiliyeti olmadığından ve ancak itiraz yolu açık bulunduğundan itiraz mercince karar verilmek üzere dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE, 2) Sanık ... hakkında mağdur ...'i yaralama suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:Suç tarihi olan 25/03/2005 tarihi ile inceleme tarihi arasında 765 Sayılı TCK'nin 102/4, 104/2. maddelerinde öngörülen zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş bulunduğunun anlaşılması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle sanık hakkında açılan kamu davasının 1412 sayılı CMUK'un 322/1. ve 5271 sayılı CMK'nin 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 3) Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...,... hakkında mağdur ...'ı yaralama suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine ,ancak;a) Sanıkların sopayla mağduru duyulardan veya organlarından birinin işlevinin tamamen yitirilmesi oluşacak şekilde yaralama eyleminde, öncelikle lehe yasanın tespit olunması gerektiği, 765 sayılı TCK ve 5237 sayılı TCK'nin bütün hükümleri olaya ayrı ayrı uygulanıp, lehe ve aleyhe olan yasanın saptanması ve her iki kanunla ilgili uygulamanın denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi gerektiği nazara alınmadan yazılı şekilde karar verilmek suretiyle 5252 sayılı Kanunun 9/3. maddesine muhalefet edilmesi,b) Sanıkların aşamalardaki beyanları ve alınan doktor raporlarına göre karşılıklı kavga şeklinde gerçekleştiği anlaşılan olayda Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 22/10/2002 tarihli E.2002/4-238- K.2002/367 sayılı kararında belirtildiği üzere, ilk haksız hareketin hangi taraftan geldiğinin araştırılması, bu hususun tespit edilememesi durumunda da sanıklar lehine 765 sayılı TCK’nin 51. maddesindeki haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi,c) Sanık ...'in tekerrüre esas ilamındaki cezanın erteli olduğu ve infaz edilmemiş olduğu 765 sayılı TCK'nin 81.maddesi gereğince tekerrüre esas alınamayacağı, sanık ...'ın tekerürre esas ilamının karar tarihi itibariyle kesin olmamakla birlikte ceza kararnamesi ile düzenlenmiş olma ihtimaline binaen kararın kesinleşme ve infaz tarihlerini gösterir onaylı örneğinin getirtilerek sonucuna göre sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmasının gerekmesi ,d) Sanık ... yönünden; atılı suç için yasa maddesinde öngörülen hapis cezasının alt sınırı itibariyle istinabe suretiyle sorguya çekilemeyeceğinin gözetilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK' nin 196/2. maddesine muhalefet edilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca isteme kısmen uygun BOZULMASINA, 15/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.