Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15131 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12449 - Esas Yıl 2015





Tebliğname No : KYB - 2015/92940Basit yaralama suçundan sanık M.. B..’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 86/3-e, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 3.000,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair, Iğdır 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 26/02/2014 tarihli ve 2013/227 esas, 2014/128 sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı'nın 06.03.2015 tarih ve 2015/5520 – 16907 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 24.03.2015 tarih ve 2015/92940 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi. Mezkur ihbarnamede; Dosya kapsamına göre; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 191. maddesinde yer alan; “1-Sanığın ve müdafiinin hazır bulunup bulunmadığı, çağrılmış tanık ve bilirkişilerin gelip gelmedikleri saptanarak duruşmaya başlanır. Sanık, duruşmaya bağsız olarak alınır. Mahkeme başkanı veya hakim, duruşmanın başladığını, iddianamenin kabulü kararını okuyarak açıklar. 2- Tanıklar duruşma salonundan dışarı çıkarılırlar. 3- Duruşmada, sırasıyla; a) Sanığın açık kimliği saptanır, kişisel ve ekonomik durumu hakkında kendisinden bilgi alınır, b) İddianame veya iddianame yerine geçen belge okunur, c) Sanığa, yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanuni hakkı olduğu ve 147 nci maddede belirtilen diğer hakları bildirilir, d) Sanık açıklamada bulunmaya hazır olduğunu bildirdiğinde, usulüne göre sorgusu yapılır.” şeklindeki düzenleme karşısında, 02/01/2014 tarihli duruşmada, sonraki duruşmanın 06/03/2014 tarihi ve saat 10:35’e bırakılmasına karar verilmesine rağmen, dosyanın geldiği aşama dikkate alınarak dosyanın sürüncemede kalmaması gerekçesiyle 26/02/2014 tarihinde re’sen duruşma açılmasına karar verilerek, sanığın duruşmada hazır bulunması gerektiği kuralına muhalefet edilmek suretiyle sanığın son savunması sorulmadan yokluğunda karar verilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde; isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309.maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.Gereği görüşülüp düşünüldü:Adalet Bakanlığı'nın kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; Iğdır 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 26/02/2014 tarihli ve 2013/227 esas, 2014/128 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nin 309/4. maddesi gereğince kanun yararına BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE; 29.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.