MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiHÜKÜMLER : Mahkumiyetlerine dairMahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;Gereği görüşülüp düşünüldü;1) Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmü yönünden yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;Sanık ... hakkında 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçundan kurulan hükümde 6136 sayılı Yasa'nın 13/4. maddesi uyarınca hapis cezası yanında adli para cezasına da hükmedilmesi gerektiği gözetilmeyerek eksik ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından; Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesindeki bazı hükümler iptal edilmiş ise de, bu husus infaz aşamasında dikkate alınabileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanığın temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,2) Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükümleri yönünden yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;Sanık hakkında yaralama suçundan kurulan hükümde TCK'nin 86/1, 86/3-e maddeleri ile belirlenen 3 yıl hapis cezasının TCK'nin 87/1-d maddesi ile 1 kat arttırılarak 6 yıl hapis cezasına çıkartılması gerekirken 1 kat artırım sonucu hesap hatası yapılarak 4 yıl 6 ay hapis cezası bulması ve cezanın 5 yılın altında kalması nedeniyle TCK'nin 87/1-d-son maddesi uyarınca 5 yıla çıkarılması ve bu miktar üzerinden indirimlerin yapılması suretiyle sanık hakkında eksik ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından; Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesindeki bazı hükümler iptal edilmiş ise de, bu husus infaz aşamasında dikkate alınabileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır.Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6/3-c maddesi, 5271 sayılı CMK'nin 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Yasanın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafii ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına ilişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince, baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafii ücretinin sanıktan alınmasına hükmedilemeyeceği gözetilmeksizin, "188 TL" hazırlık aşaması, "578 TL" kovuşturma aşaması zorunlu müdafii ücreti olmak üzere toplam "766 TL." zorunlu müdafii ücretinin yargılama gideri olarak sanık ...'ndan tahsiline karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden CMUK'un 322. maddesi uyarınca hükümde yargılama giderine ilişkin paragrafta "827,25 TL." ibaresinin "61,25 TL." olarak düzeltilmesi suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 27/06/2016 gününde oy çokluğu ile karar verildi.MUHALEFET ŞERHİAvrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinin 3/c fıkrası dikkatlice okunduğunda bu maddenin içeriğinde suç işlemiş olan ve ceza ile cezalandırılmış olan kişilerin yani yargılama sonucunda mahkum olanların,yargılama aşaması boyunca kendilerine re'sen atanan avukatların yardımından ücretsiz yararlanacaklarını ileri sürmemektedir. Avrupa İnsan hakları sözleşmesinin 6. maddesinin 3/c fıkrasının başlık kısmında belirtilen “Bir suç ile itham edilen herkes aşağıdaki asgari haklara sahiptir.” cümlesinden anlaşıldığı gibi, yargılama aşamasında şüpheli olan veya bir suç ile itham edilen kişilerin aşağıdaki haklara sahip olduğunu beyan etmektedir.AİHM'si yargılama aşaması boyunca ücretsiz adli yardımdan yararlanmış bir şüphelinin mahkumiyeti halinde Devletlerin bu kişiden hukuki yardım masraflarını isteyebileceğine karar vermiştir. .... DAVASINDA: “.... adlı terör örgütünün bazı üyelerinin avukatılığını yapmış olan başvurucu, bu bağlamda yürüttüğü bazı faaliyetler nedeniyle hakkında ceza davası açılmıştır. Başvurucu davanın başlangıcında kendi seçtiği iki avukat tarafından temsil edilmiş, bu avukatlar daha sonra başvurucunun talebiyle 'mahkeme tarafından atanmış avukatlar' olarak görevlendirilmişlerdir. Savcının talebi üzerine, üçüncü bir avukat daha tayin edilmiştir. Başvurucu yargılama sırasında mahkemenin tayin ettiği bu üç avukat tarafından temsil edilmiştir. Yargılama sonunda dava mahkemesi başvurucunun iki buçuk yıl hapisle hapsine, dört yıl avukatlık yapmaktan yasaklanmasına ve atanmış avukatların avukatlık ücretlerinin de ödenmesine karar vermiştir. Başvurucu kararı temyiz ederek, ücretsiz hukuki yardım alma hakkı nedeniyle mahkeme tarafından atanan avukatların ücretlerini ödemesine karar verilmeyeceğini ileri sürmüştür. Başvurucunun bu iddiaları kabul edilmemiştir.”AİHM'si bu kararı ile yargı yolu aşaması boyunca bir suç ile itham edilen kişilerin bu haktan yararlanabileceklerini ancak, yargılama sonucunda suçlu durumuna geçen ve mahkum olan kişilerin ise atanmış olan avukatlık ücretlerini ödemesi gerektiğine karar vermiştir. Bu yargılama giderinin hükümlüden tahsil edilemeyeceği yolunda AİHM'sinin tek bir kararı bulunsaydı bu takdirde kanun koyucular 5271 sayılı CMK'nin 324. ve 330. maddelerini içeren yargılama giderleri bölümüne Baroca atanan müdafi ücretlerinin yargılama gideri sayılmayacağına ilişkin bir fıkra eklerlerdi.Örneğin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinin 3/e fıkrası gereğince “Mahkemede kullanılan dili anlamadığı veya konuşamadığı takdirde bir çevirmenin yardımından ücretsiz olarak yararlanır.” fıkrası nedeniyle ..... v ..... davasında “ücretsiz çevirmen sağlama yükümlülüğü mutlaktır. Sanığın ödeme gücünün olup olmamasının bir önemi yoktur. Sanık için bir çevirmen sağlanması ceza adaleti sisteminin düzenlenmesi içinde devletten beklenen bir adımdır. Sanık mahkum olduğu takdirde bile çeviri masrafını ödemeye zorlanamaz.” şeklindeki kararı karşısında kanun koyucular 5271 sayılı CMK'nin 324. maddesine 5. fıkrayı eklemişlerdir.CMK'nin 324. maddenin 5. fıkrası aynen şöyledir. “Türkçe bilmeyen ya da engelli olan şüpheli, sanık, mağdur veya tanık için görevlendirilen tercümanın giderleri, yargılama gideri sayılmaz ve bu giderler Devlet Hazinesince karşılanır.”Kanun koyucular, 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 13/1. maddesine bir cümle ekleyerek, buavukatlık ücretinin yargılama gideri olduğunu kanun metnine dahil etmişlerdir. “Baro tarafından görevlendirilen müdafi ve vekile ödenecek ücret Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla yer alan ödenekten ödenir. Bu ücret yargılama giderlerinden sayılır.”Anayasa Mahkemesinin 12.03.2009 tarih 2007-43 Esas, 2009-51 sayılı Kararın içeriğinden anlaşıldığı gibi Baro tarafından görevlendirilen müdafi ücretinin yargılama gideri olarak dava sonunda hükümlüden tahsili gerektiğine karar vermiştir.Kanun koyucular Baro tarafından görevlendirilen müdafi ücretini yargılama gideri olarak kabul ettiklerine ve buna ilişkin Adalet Bakanlığının çıkardığı yönetmeliğin (Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile yapılacak ödemelerin Usul ve Esaslarına ilişkin Yönetmelik) 5. maddesinin 2-3 fıkraları 8. maddenin 3. fıkrası 11. maddenin 7. fıkrasına bakıldığında görevlendirilme ile ilgili müdafi ücretlerinin de yargılama gideri olduğu ve dava sonucunda mahkum olan sanık ...'den tahsili gerektiği düşüncesi ile çoğunluk görüşüne katılmamaktayım.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
İş kazası nedeniyle açılan davada ihtiayati haciz kararı verilebilir mi?
DAVA VE KARAR:
Davacı, dava sonuçlanıncaya kadar tazminat alacağının teminat altına alınması
için davalıya ait taşınmazlar ile trafik siciline kayıtlı araçların kaydına
ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında
belirtildiği şekilde
İŞ KAZASI NEDENİYLE SGK TARAFINDAN AÇILAN RÜCU DAVASI ZAMANAŞIMI
Davacı, iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine yapılan yardımlardan, ilk rücu davasından kalan kusur farkı ile kanun ve katsayı artışları nedeniyle oluşan Kurum zararının, 506 Sayılı Kanun’un 26. maddesi gereğince davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, hüküm
TİCARİ DEFTERLERİN TALEP EDİLMESİNE RAĞMEN İBRAZ EDİLMEMESİ / ALEYHE YORUMLANAMAMASI
Taraflar arasındaki “menfi tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Yalova 2.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 21.09.2011 gün ve 2010/507 E.-2011/342 K. sayılı karar davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 12.06.2012 gün ve 2012/4241 E- 2012/99
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?