Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; gereği görüşülüp düşünüldü:Mahalli bilirkişi beyanına göre işgal olunan yaylak yeri değeri pek hafif olmakla tebliğnamenîn 3. numaralı bozma düşüncesine iştirak edilmemiş ve sair itirazlar da yerinde görülmemiştir. Ancak;1-Kabile uygun olarak mahallinde yapılan keşif sonrası düzenlenen raporlardan yerin orman içi yaylak (yayla) olup bu yerde yeni ve kalıcı olarak yapılan inşaatın ormanda işgal ve faydalanma suçunu oluşturacağı, yayla ve meranın orman sayılmaması için orman hudutları dışında olması veya orman sınırı içinde olmakla beraber orman kadastrosu yapılırken bir iç parsel şeklinde yayla olarak tespit edilmesi gerektiği dairemizin süreklilik gösterilen uygulaması ile belirlenmiştir. Suç yerinde orman kadastrosu yapılmadığına ve suç yeri de orman dışında bir yayla olmadığına göre olayın 4342 sayılı Kanun hükümlerine göre değil, 6831 sayılı Kanunun hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerekeceği ve bu durumda 6831 sayılı Kanunun 93/1. maddesi ile cezalandırılması gerektiği gözetilmeden açıklanan gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması,2- Kabul ve uygulamaya göre de;I-sanığın erteli eski mahkumiyetinin suç tarihî ve vasfı esas alınarak 4616 sayılı Kanun kapsamında kaldığı ve bu nedenle de TCK.nun 95/2. maddesinin tatbik edilemeyeceğinin gözetilmemesi,II-10.2.2003 tarihinde yürürlüğe giren ve TCK.nun 30. maddesinde değişiklik yapan 4806 sayılı Yasanın 1. maddesi ile para cezalarında bin liranın kusurunun atılması öngörülüp bu değişikliğinde sanık lehine hüküm doğurması nedeni ile sanık hakkında tayin olunan hapis cezasının para cezasına çevrilmesinde uygulanan bir gün hapis cezası karşılığı ağır para cezasındaki bin liranın küsurunun atılması lüzumu,Bozmayı gerektirmiş, sanık ve O yer C. Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepden dolayı (BOZULMASINA), 2.12.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.