Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12388 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 35722 - Esas Yıl 2014





Tebliğname No : 3 - 2013/141350MAHKEMESİ : Doğanşehir Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 12/09/2012NUMARASI : 2008/48 (E) ve 2012/74 (K) Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; M.. C.. müdafiinin sanık M.. C.. hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına yönelik temyiz itirazının bulunmadığı belirlenerek yapılan incelemede; 1) Sanık T.. B.. hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının katılan M.. C.. vekilinin temyizi üzerine yapılan incelemesinde: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karşı 5271 sayılı CMK'nin 231/12. maddesi gereğince itiraz yasa yolu açık bulunduğundan itiraz merciince karar verilmek üzere dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE, 2) Sanıklar F.. D.. ve S.. D.. hakkında verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik yapılan temyiz incelemesinde: Diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; a) Olaya müdahale eden polis memuru A.. Ş..'in 14.05.2008 tarihli duruşmada verdiği ifadesinde "...ben ve diğer görevli arkadaşım Servet ve F.. D..'ı araca bindirip emniyete götürmek istediğimiz sırada M.. C.. elinde iki bıçak olduğu halde gelerek diğer sanıklara saldırmaya başladı, bende kendisine engel olmak istememe rağmen uyarılarımızı dikkate almadan saldırı eylemine devam etti, Servet ve F.. D..'ı kahvehanenin yan tarafında bir araya sıkıştırıp elindeki bıçakla saldırmak istediği sırada hatırladığım kadarıyla S.. D.. yerden almış olduğu bir odunla kendilerini korumaya çalışıyorlardı, M.. C.. elindeki bıçakları karşı tarafa doğru saldırır vaziyette müdahale ederken S.. D..'ta elindeki odunla saldırıdan kurtulmaya çalışarak kendilerini savunuyorlardı, bu sırada M.. C.. elindeki bıçağın sopaya değerek kayması nedeniyle kendi elini yaraladı, aralarında arbede yaşandı, karşılıklı olarak birbirlerine bıçak ve sopalarla vurmaya kalktılar, ancak ben şu an M.. C..'ın yere düşerek diğer sanıkların ona saldırdığını hatırlamıyorum, ancak aralarında kısa süreli bir arbede yaşanmıştır, olay yerinin çok kalabalık olması nedeniyle olayları net bir şekilde görmemiz zaten mümkün değildi, kalabalığın arkasında karşılıklı olarak birbirlerine vurmuş olabilirler..." dediği olaya müdahale eden diğer polis memuru tanık Ahmet A.. B.. talimatla alınan ifadesinde "Olayın üzerinden çok zaman geçtiği için tam hatırlamıyorum. Tarafımıza gelen haber üzerine olay yerine intikal ettik. Biz olay yerine gittiğimizde 5 kişi kavga ediyordu. Kavga edenlerden orta boylu, kel ve bıyıklı olan biz kavgayı ayırmaya çalışırken iki adet bıçak alarak döndü. Bunun üzerine diğer üç kişi kaçmaya başladılar. Bu arada kovalayan kişinin ayağı takılıp düşünce geri dönüp düşeni darp etmeye başladılar, hatırladığım kadarıyla bir kaç tane sopa ile vurdular ancak ben şu anda vuranın kim olduğunu hatırlamıyorum, daha sonra biz araya girip tarafları ayırdık." dediği ve diğer tanık F.. A..'ın 14.05.2008 tarihli duruşmada alınan beyanının tanık A.. Ş.."in beyanıyla aynı yönde olduğu ve tanık A.. Ş.. ile tanık F.. A..'ın beyanlarının sanık savunmalarını destekler nitelikte oldukları da dikkate alınarak, 18.10.2007 tarihli olay tutanağı ve yukarıda anlatılan tanık beyanları arasında ki mevcut çelişkiler giderilmeye çalışılarak, olayın başlama nedeninin katılan M.. C..'ın kiracısı olan pideci tanık F.. A..'a sanık Ferhat'ın çay ocağından çay almaması, kendisinden çay alması gerektiğini aksi halde dükkandan tahliyesini isteyeceğini söylemesi üzerine çıktığı da gözetilerek, sonucuna göre sanıkların eylemleri nedeniyle 5237 sayılı TCK'nin 25, 27, 29. maddelerinden yararlanıp yararlanamayacakları denetime imkan verecek şekilde tartışılarak, dosya içerisinde mevcut yukarıda bahsi geçen deliller ile diğer delillerden hangisine neden itibar edildiği gerekçede gösterilerek sanıkların hukuki durumlarının değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, b) Sanık Ferhat hakkında 5237 sayılı TCK'nin 86/3-e maddesinin dosyadaki hangi delil ile desteklendiği ve hangi delile neden itibar edildiği belirtilmeden uygulanması ve sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nin 86/1-3-e maddesi uyarınca belirlenen 1 yıl 6 ay hapis cezasının 5237 sayılı TCK'nin 87/3 maddesi uyarınca (1/4) oranında artırılması neticesinde cezanın 1 yıl 10 ay 15 gün hapis yerine 2 yıl 3 ay hapis olarak ve sonuç cezanın da 1 yıl 6 ay 22 gün hapis yerine 1 yıl 10 ay 15 gün hapis olarak fazla belirlenmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafii ve katılan M.. C.. vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.