Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10627 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 32142 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 3 - 2012/200907MAHKEMESİ : İstanbul 24. Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 10/04/2012NUMARASI : 2011/29 (E) ve 2012/739 (K) Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Yerinde görülmeyen diğer itirazların reddine, ancak; 1)Sanık hakkında 28/5/2008 tarihli suç tutanağının, yapılan kontrolde 140 ve 141 nolu bölmelerde 27433 m2.lik alanda ağaç kesilerek açma yapıldığının tespiti üzerine düzenlenmesine; mahallinde 28/5/2010 tarihinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporu ve ek raporundan, suça konu yerin üzerinde herhangibir yapı ve tesis bulunmadığının, kesilen ağaçların yerlerinin yıllık dikensi bitkilerin geldiğinin, bazı ağaçların kök yerlerinden yeniden sürgün verdiğinin anlaşılmasına ; mahkemece, sanığın işletme müdürü olduğu İ.. A.Ş. ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasında 10/5/2006 tarihinde yapılan sözleşme ile çöp toplama, yeni sıhhi depolama sahalarının yapımı ve bu sahalara gelen katı atıkların bertarafı ve geri kazanımı işinin üstlenildiği, bu işlemler için Belediyece Orman İşletmesinden toplam 697700 m2.lik orman alanının kullanımı için izin alındığı, tahsis yapılan alanların her seferinde ek alanlar verilerek büyütülmesi, depolama alanların yetersiz kaldığının, şehirdeki nüfus artışı karşısında çöp miktarının arttığının açıkça görülmesi, yani çöp depolama ve imhası için yeni depolama alanlarına ihtiyaç duyulması, suça konu yerin büyüklüğü ve kullanılan iş makinelerinin sayısı, çalışması gereken süre dikkate alındığında sanığın söz konusu eylemden haberinin olmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunun açıkça anlaşılması; şirketin faaliyetlerini iş makineleri ile yapması, suça konu alanın yanında katı atık düzenli depolama sahasının yer alması hususları birlikte değerlendirildiğinde sanığın suça konu yerde açma yapma suretiyle işgal ve faydalanmada bulunduğunun sabit kabul ve takdir olunduğunun kabul edilerek yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş ise de; bilirkişi raporları ve eklerinden, dava konusu yerin İ.. A.Ş. tarafından çevresi beton üzerine kafes telle ihata edilen ve izinli katı atık depolama tesisisinin doğu sınırına bitişik alan olduğunun belirtilmesine karşılık bu kısımdaki alanın 4000 m2. olarak tespit edilmesine, bu kısım ile diğer suça konu alan arasından yol geçip bilirkişi tarafından, 4000 m2.lik alanın makineli araçlarla tesviye edildiğinin, bu bölümün dışında kalan kısımda kök sökme eyleminin motorlu araç veya makine ile yapıldığı konusunda kesin bir kanaate varılamadığının bildirilmesine; açma tarihi ile keşif tarihi arasında geçen iki yıllık süre içinde sahada herhangi bir faaliyet yapılmayıp tesis veya yapı kurulmadığının anlaşılmasına; dosya içeriğinden İ.. A.Ş. ile İstanbul Belediyesi arasındaki sözleşmenin de 31/12/2008 tarihinde biteceğinin tespit edilmesine göre tutanağı düzenleyen zabıt mümziilerinin duruşmaya çağırılarak, bilirkişi tarafından kıyaslama suretiyle tespit edilen suça konu alandan kesilen ağaç ve sahanın miktarı itibariyle , yerin katı atık depolama tesisine bitişik olması dışında eylemin İ.. A.Ş. tarafından gerçekleştirildiğini ne şekilde tespit ettiklerinin sorulması, sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde, tesiste kullanılan makinelerle ağaç köklenmesinin yapılamayacağını ifade etmesi karşısında makine mühendisi bir bilirkişi vasıtasıyla tesiste kullanılan makinelerle suça konu eylemin gerçekleştirilip gerçekleştirilemeyeceğinin tespit edilmesi; yine temyiz dilekçesinde, dava konusu yerin öncesinde maden ruhsatı verilmiş bir alan olduğunun belirtilmesine göre bu hususun da araştırılması ile 4000 m2.lik alanın makineli araçlarla tesviye edildiği ve izinli sahanın bitişiğinde, izin alınmayan saha içinde kaldığı değerlendirilerek; bu kısımdaki açma tarihi ve eylemin vasfı tespit edilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayini gerektiğinin gözetilmemesi, Kabule göre de; 2) 6831 sayılı Kanunun 91. maddesinin tatbikinde hapis cezası yanında gün ağır para cezası tayini gerektiğinin nazara alınmaması, 3) Sanık hakkında 2 yıl 12 ay hapis cezasına TCK'nin 62. madesi uygulanırken 2 yıl 6 ay hapis cezası verilmesi gerekirken 1 yıl 18 ay hapis cezası olarak verilmesi, Bozmayı gerektirmiş sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı CMUK'un 326/son maddesi gereğince kazanılmış hakları saklı kalmak kaydı ile 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 13/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.