Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 998 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20060 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 20/09/2012NUMARASI : 2012/189-2012/758 Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava; ziynet ve ev eşyalarının aynen iadesi, aynen iade mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece; ziynet eşyalarına ilişkin talebin husumet yokluğundan reddine, ev eşyalarına ilişkin talebin kısmen kabulüyle; eşyaların aynen iadesine, iade mümkün olmadığı takdirde bedelleri toplamı olan 8.697,50 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre taraf vekillerinin aşağıda belirtilen bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz talepleri yerinde görülmeyerek reddedilmiştir. Mahkemece; davacının eşinden ayrıldığında üzerinde bir adet altın set, bir adet bilekliğin bulunduğu, tanık anlatımları ile diğer ziynet eşyalarının davalının annesi tarafından saklanmak üzere alındığı, bir daha geri verilmediği, bu bağlamda ziynet eşyalarının davalıda değil davalının annesinde bulunduğu, ziynet eşyalarına yönelik talep açısından davalının davalı sıfatının bulunmadığı belirtilerek, davacının ziynet eşyalarına ilişkin talebinin husumet yokluğundan reddine karar verilmiş ise de dosya kapsamından; tarafların her ikisinin de çalıştığı, gündüz evde bulunmamaları nedeniyle güvenlik amacıyla davalının teklifi üzerine ziynetleri davalının ailesinin evine emanet bıraktıkları anlaşılmaktadır. Düğün sırasında kadına takılan ziynetler kadına bağışlanmış sayılır ve onun kişisel malı kabul edilir. Davalı taraf ziynetlerin iade edilmemek üzere ailesine bırakıldığını kanıtlamadığı sürece davacıya karşı sorumluluğu devam eder. Somut olayda; davalının ailesi tarafların ziynet eşyalarını davacı ve davalı adına elinde bulundurduğuna göre ziynet eşyalarının davacıya iade edilmemesinden davalı sorumlu olacaktır. Hal böyle olunca mahkemece; ziynet eşyalarına ilişkin olarak tarafların tüm delilleri birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuç dairesinde işin esasına dair bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın husumetten reddi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle davacı taraf lehine bozulmasına karar verilmiştir. HMK'nın 26.maddesi (HUMK'nın 74.) gereğince; hakim tarafların talep ve savunması ile bağlı olup, talepten fazlaya karar veremez. Somut olayda; davacı taraf talep edilen çeyiz eşyalarını tek tek yazarak çeyiz eşyaları için 4.170,00 TL, kitapları için 100,00 TL, ziynet eşyaları için 15.000,00 TL olmak üzere toplam 19.270,00 TL üzerinden harcı ikmal etmiştir. Buna rağmen mahkemece; eşyaların aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde bedelleri toplamı olan 8.697,50 TL'nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmek suretiyle talepten fazlasına karar verilmiş, bu husus usul ve yasaya aykırı görülerek, hükmün bu nedenle davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir. Diğer taraftan HMK'nun 297/2.fıkrasında; "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında birer birer, açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir" denilmektedir. Bu bağlamda mahkemece; dava dilekçesi, bilirkişi raporu ve benzeri herhangi bir belgeye gönderme yapılarak hüküm kurulamaz. Gerek tefhim edilen ve tutanakla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyaların cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakların infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekir. Hal böyle olunca mahkemece; yukarıda belirtilen ilke ve kurallara aykırı şekilde; "Davanın kısmen kabulü ile, bilirkişi A.. D..'un 22.05.2012 tarihli raporunda nitelikleri ve nicelikleri belirtilen ve 45 kalem halinde sayılan, eşyaların davalıdan alınarak davacıya aynen iadesine, iadesi mümkün olmadığı takdirde 8.697,50TL'nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karara bilirkişi A.. D.. 'un 22.05.2012 tarihli raporunun eklenmesine" şekilinde hüküm kurulması da usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.