Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9967 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 5961 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı şirket vekili dilekçesi ile; dava dışı ......Şti müdürü olan davalılardan .... adına hareket eden diğer davalı ... ile davacı şirket arasında .... Şirketine ait bir rehabilitasyon merkezinin işletme ruhsatının davacı şirkete devri konusunda harici yazılı sözleşme imzalandığını, sözleşmeye istinaden devir için belirlenen 240.000 TL'nin 50.000 TL'sinin davalı ...'e teslim edildiğini ancak davalılar tarafından devir gerçekleştirilmediğinden ödenen 50.000 TL'nin iadesi amacıyla takip başlattıklarını iddia ederek takibe vaki itirazın iptali ile inkar tazminatının tahsili talep ve dava edilmiştir.Davalılar davaya cevap vermemişlerdir.Mahkemece; sözleşmenin taraflarının davacı şirket ile ...... Şti. olduğu, davalı ...'nun bu şirketin o tarihteki yetkilisi olan ...'na vekaleten bu sözleşmeyi imzaladığı, yine ... tarafından 20.05.2010 tarihinde düzenlenen belgenin de bu kapsamda imzalandığı, işletme devri borcunun davalılara değil sözleşmede taraf olan .... Hizmetleri İnş. Taah. İth. ve Tic. Ltd. Şti.'ne ait olduğu, bu sebeple peşinat alınan paranında iadesininde şirketten talep edilebileceği davalıların şahsi sorumluluklarının bulunmadığı hüküm ve kanaatine varıldığı gerekçeleri ile davalılar aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Somut olayda davaya konu olan 13.04.2010 tarihli 'SÖZLEŞME' başlıklı belgeye bakıldığında; taraflarının davacı şirket ile ....İnş. Taah. İth. ve Tic. Ltd. Şti olduğu, sözleşmeyi davalılardan ... vekili olarak ...'nun imzaladığı, 20.05.2010 tarihli 'ÖDEME' başlıklı belgeye bakıldığında ise biraz evvel bahsi geçen sözleşmeye istinaden 50.000 TL'nin .....tarafından alındığı, belgenin altını ....'in kendi adıyla imzaladığı anlaşılmaktadır. Vekil müvekkili adına işlem yapar, ancak vekil olduğunu ispat etmediği sürece, ihtilafa konu olan belgeyi imzalayan sorumlu olur. Dosyaya bakıldığında davalı ...'in diğer davalı ...'i ya da şirketi temsil ettiğine dair herhangi bir yetki belgesi ya da vekaletname bulunmadığı görülmektedir.O halde mahkemece; 'ÖDEME' başlıklı belgeyi vekil sıfatıyla imzaladığını ispat edemediği göz önünde bulundurularak borçtan yalnızca davalı ...'in sorumlu tutulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.