MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 1990 yılında evlendiklerini ve bu bu evliklerinden dört çocuklarının olduğunu, çocuklarından...'nun %100 ortopedik engelli olduğunu, davalının bir süre önce evi terk ederek bir başka kadın ile birlikte yaşamaya başladığını ve eşi ile çocuklarının hiçbir ihtiyacını karşılamadığını belirterek, davacı için aylık 800 TL, müşterek çocu... için aylık 300 TL ve müşterek çocuk ... için aylık 400 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili davalının başka bir kadın ile ilişkisi olduğu iddiasının gerçek olmadığını, davacının müvekkilini hakaret ve tehditler ile evden kovduğunu ve tarafların yaklaşık 1 yıldır ayrı yaşadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacı için takdir edilen aylık 300,00 TL, müşterek çocuk ... takdir edilen aylık 200,00 TL , müşterek çocuk ... için takdir edilen aylık 300,00 TL tedbir nakası olmak üzere toplam aylık 800,00 TL tedbir nafakasının dava tarhinden itibaren geçerli olmak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.Dava, ayrı yaşamda haklılık nedenine dayalı olarak açılmış, tedbir nafakası talebine ilişkindir.Türk Medeni Kanunu'nun 197.maddesine göre, ayrı yaşamakta hakkı olan eş diğer eşten tedbir nafakası isteminde bulunabilir. Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenlemeler gereği eşler evlilik birliğinin giderlerine güçleri oranında katılmak zorundadırlar (TMK.madde 186/son). Buna göre evlilik birliğinin ortak giderleri olan kira, elektrik, yakıt, su ve benzeri giderlere davalı eş katılmak zorundadır.Bu bağlamda; tedbir nafakası miktarı tayin edilirken, birliğin giderlerine katılmada eşlerin "ekonomik güçleri" ile müşterek yaşam sırasında davalının eş ve çocuklarına sağlamış olduğu yaşam düzeyi dikkate alınmalı, hakim; eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyelerinin ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmelidir../..-2-Somut olayda; taraflar hakkında yapılan sosyal ekonomik durum araştırmasına göre; davacının ev hanımı olduğu, engelli çocuğu ...u için bakım parası aldığı (davacının beyanına göre aylık 790 TL) ve dört çocuğu ile birlikte yaşadığı, davalının ise toptan çamaşır alım satım işi yaptığı, bu işten aylık 3000 TL civarında gelir elde ettiği, bunun yanında aylık 900 TL emekli maaşı aldığı, ayrıca engelli çocuğu ... adına kayıtlı olan 2013 model (volkswagen passat marka) aracının bulunduğu, tarafların müşterek çocukları ... 22.02.2000 doğumlu olup öğrenci olduğu, ... ise 08.06.2010 doğumlu olduğu anlaşılmaktadır.Buna göre; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle davalının tesbit edilen mevcut gelir durumuna göre, mahkemece davacı kadın ve müşterek çocuk ... için takdir edilen nafaka miktarı az olup, Türk Medeni Kanunu'nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır. Hal böyle olunca mahkemece; davalı kocanın tesbit edilen geliri ile orantılı olacak ve onu zarurete düşürmeyecek şekilde ....nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre davacı kadın ve müşterek çocuk Aslı lehine daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekirken, az miktarda nafaka takdiri usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.