Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9959 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 7314 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı-davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı dilekçesinde; ... 1.Aile Mahkemesinin 11.04.2008 gün ve 2007/845 Esas- 2008/297 Karar sayılı kararı ile aylık 130 TL nafakanın kaldırılması isteği ile açılan davasının reddedildiğini, nafakanın aylık 750 TL'ye ulaştığını, davalının babasından yetim maaşı aldığı ve maaşının geçimini sağlayacak düzeyde olduğunu, kendisinin ise sabit geliri bulunmadığını belirterek nafakanın kaldırılmasına, kaldırılmadığı takdirde hakkaniyete göre indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili dilekçesinde; nafaka miktarını tarafların birlikte belirleyip ... 1. Aile Mahkemesinin 2003/7 Esas-2004/122 K. sayılı ilamı ile hüküm altına aldırdıklarını, davacının aynı konuda açmış olduğu ... 1.Aile Mahkemesinin 2009/1423 Esas 2010/1514 Karar sayılı ilamı ile yıllık nafaka artışının indirildiği ve temyiz edilmeden kararın kesinleştiğini, tarafların bu tarihten sonra ekonomik ve sosyal durumlarının nafakanın kaldırılmasını ya da indirilmesini gerektirir bir değişiklik göstermediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece davanın kısmen kabulü ile ... 3.Aile Mahkemesinin 2003/7 Esas- 2004/122 Karar sayılı dosyasında davalı yararına hükmedilen aylık 130 TL yoksulluk nafakasına ... 1.Aile Mahkemesinin 2009/1423 Esas- 2010/1514 Karar sayılı dosyasında en son periyodik olarak %15 artış uygulanmasına ilişkin kararın kaldırılmasına, bunun yerine davalı yararına hükmedilen aylık 130 TL yoksulluk nafakasına dava tarihinden itibaren her yıl ...'in açıkladığı ...oranında artış uygulanmasına karar verilmiştir.Mahkemece davalı vekilinin 13.02.2013 dilekçesi üzerine 11.03.2013 tarihli tavzih kararı ile 07.02.2013 tarih, 2012/706 Esas- 2013/76 Karar sayılı ilamının hüküm fıkrasındaki "...bunun yerine davalı yararına hükmedilen aylık 130 TL yoksulluk nafakasına dava tarihinden itibaren her yıl... in açıkladığı ... oranında artış uygulanmasına, ziyade talebin reddine" cümlesinin çıkartılarak yerine "...davalı yararına hükmedilen aylık 130 TL yoksulluk nafakasına daha önceki artış oranlarıyla iş bu davanın açıldığı tarihte ortaya çıkan yoksulluk nafakası miktarına yine bu davanın açıldığı tarihten itibaren her yıl ...'in açıkladığı ...oranında artış uygulanmasına, ziyade talebin reddine" ibarelerinin eklenmesine karar verilmiştir.Mahkemece verilen ve tavzih edilen hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Somut olayda; taraflar ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.05.1995 tarih 1994/844 Esas-1995/315 Karar sayılı ilamı ile boşanmışlar, ... 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.06.1999 tarih ve 1998/1043 Esas-1999/480 Karar sayılı ilamı ile davalı lehine aylık 25 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. ... 3. Aile Mahkemesinin 10.02.2004 tarih ve 2003/7 Esas-2004/122 Karar sayılı ilamı ile tarafların anlaşması karşısında nafakanın aylık 130 TL'ye artırılmasına ve her yıl periyodik %30 artırım uygulanmasına karar verilmiş, ... 1.Aile Mahkemesinin 11.04.2008 tarih ve 2007/845 Esas 2008/297 Karar sayılı ilamı ile davacının aylık 130 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına dair davanın reddine karar verilmiştir. Son olarak, ... 1.Aile Mahkemesinin temyiz edilmeden 08.03.2011 tarihinde kesinleşen 2009/1423 Esas- 2010/1514 Karar sayılı ilamı ile yoksulluk nafakasına her yıl periyodik olarak %30 uygulanması kararlaştırılan artırım oranının indirilerek her yıl periyodik olarak %15 artırım uygulanmasına karar verildiği görülmüştür.Hükümlerin tavzihi; hükmün müphem olması veya birbirine aykırı (çelişik) fıkralar ihtiva etmesi halinde, hükmün gerçek anlamının meydana çıkarılması için başvurulan bir yoldur.6100 sayılı HMK.nun 305, ( HUMK m. 455 te) ; "Hüküm müphem ve gayrivazıh olur veya mütenakız fıkralar ihtiva ederse icrasına kadar iki taraftan her biri ilamın tavzihini ve tenakuzun ref'ini isteyebilir" denmektedir.Bu madde hükmünde belirtildiği gibi, açık olmayan veya çelişik fıkraları kapsayan hükümlerin açıklanması istenebilir. Yargılamanın iadesine karar verilmedikçe veya hüküm temyiz edilip bozulmadıkça, verilen hükmün değiştirilmesi mümkün değildir. Hükümlerin tavzihi de bunun bir istisnası olarak kabul edilemez. Hakim burada hükmün başka türlü anlaşılmasını önlemek için gerçeği ortaya koymakla ödevlidir.Tavzih, kural olarak sadece hüküm fıkrası hakkında olur. Hükmün gerekçesinin açıklanması için, tavzih yoluna başvurulamaz. Ancak, hüküm fıkrası ile gerekçe arasında bir çelişki varsa, bu çelişkinin giderilmesi için tavzih yoluna başvurulabilir. (YHGK'nın 14.06.1967 gün ve 1967/9-462 E, 300 K, sayılı ilamı)Tavzih yoluna başvurabilmek için hükmün kesinleşmesini beklemeye gerek yoktur. Kesinleşmemiş olan kararlar hakkında da hükmün icrasına (yerine getirilmesine) kadar tavzih istenebilir. Fakat tavzih talebinde bulunulmakla temyiz süresi durmaz. İlamın icraya konulmasından sonra da, ilam tamamen icra edilinceye kadar hükmün tavzihinin istenilmesi mümkündür. Hakim, tavzih yolu ile hükümde unutmuş olduğu talepler hakkında karar verip bunu hükmüne ekleyemez. Bunun gibi hüküm verirken unutmuş olduğu vekalet ücreti veya faiz hakkında tavzih yolu ile bir karar verip, bunu hükmüne dahil edemez. Aynı şekilde; kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişki de tavzih yolu ile giderilemez. Bütün bu anlatımlardan çıkan netice, tavzih yolu ile kesinleşmiş olan hüküm sınırlandıramaz, genişletilemez ve değiştirilemez. (Prof, Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, Altıncı Baskı, 2001. cilt 5, sayfa 5270 vd.)Somut olayda; mahkemece, tavzih yolu ile hüküm değiştirildiğinden tavzih kararı doğru görülmemiştir. Bundan ayrı; mahkemece, davalı lehine dava evvel hükmedilen aylık 130 TL yoksulluk nafakasının dava tarihi itibariyle hangi miktara ulaştığı tespit edilmeden, bu miktar üzerinden dava tarihinden itibaren yeniden artış oranı belirlenmesi doğru görülmemiştir.O halde; mahkemece, davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının dava tarihi itibariyle hangi miktara ulaştığının tespiti ile tarafların ekonomik, sosyal durumları da gözetilmeli ve buna göre nafakanın kaldırılma veya indirilme şartlarının oluşup oluşmadığı değerlendirilerek, sonucu dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.