MAHKEMESİ : KONYA 5.AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 11/07/2013NUMARASI : 2012/369-2013/544 Taraflar arasında görülen ziynet eşyasının iadesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 10/07/2010 tarihinde evlendiklerini, bu evliliklerinden müşterek çocuklarının bulunmadığını, tarafların şiddetli geçimsizlik nedeniyle Konya 3.Aile Mahkemesinin 2012/21 E. sayılı dosyasında açılmış boşanma davasının olduğunu, müvekkiline düğünde ve nişanda takılmış olan 17 bilezik, 80 küçük altın, altın gerdanlık set, inci gerdanlık set, 1 altın kelepçe, 1 altın yüzüğün davalı tarafta olduğunu belirterek, bu altınların aynen, olmadığı taktirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Yargılama sırasında davacı vekili dava değerini 48.002,19 TL'ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde belirtilen altınların sayı itibariyle afaki olduğunu, tarafların düğün töreninde takılan altınların her iki tarafa hediye olarak verildiğini, sayı olarak da dava dilekçesinde ileri sürüldüğü sayıda olmadığını, zira düğün ve nişan fotoğraflarından sayının anlaşılacağını, davacının ortada bir neden olmaksızın ortak haneyi terk etmesi durumunda giderken de altınları yanında götürdüğünün bir karine olduğunu, davacının evden kovulmadığını, dövülmediğini, işe gidiyorum diyerek evden ayrıldığını ve geri dönmediğini, bu durumun davaya konu altınların davacının yedinde olduğunun kanıtı olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacının evden işe gitmek için ayrıldığı, iş dönüşü işten çıkıp babası evine akşam yemeğine gittiği, davalının almaya gelmemesi üzerine ayrıldıkları, davacının evi terk etmek niyeti ile evden çıkmadığı için altınları yanına almamasının doğal olduğunu belirterek davanın kabulüne ve bilirkişi tarafından düzenlenen 09/05/2013 tarihli raporda belirtilen ziynet eşyalarının aynen, olmaz ise bedeli olan 48.002,19 TL'nin dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ziynet eşyalarının aynen, olmadığı takdirde bedelinin faiziyle birlikte tahsili talebine ilişkindir. Somut olayda, 05/04/2013 tarihli bilirkişi raporunda; CD görüntüleri ve fotoğraflar incelenerek varlığı tespit edilen ziynet eşyalarının adeti, ayarı, miktarı ve değerleri belirtilmek suretiyle toplam değeri 33.205,33 TL olarak tespit edilmiş, ayrıca dava dilekçesinde bir adet altın yüzük talep edilmiş olmasına rağmen, 1 adet 14 ayar alyans ve 1 adet tek taş yüzüğün değerleri ayrı ayrı hesaplanarak rapor edilmiş; yine tarafların itirazı üzerine alınan 09/05/2013 tarihli ek rapor ile de "...düğün CD'sinden tespit edilen takıların 17 adet 22 ayar bilezik 29.306,19 TL, 32 adet çeyrek altın 5.212,80 TL ve 2 adet (davacı tarafından talep edilmemiştir) yarım altın 651,60 TL" olarak tespit edilmiş, neticede Mahkemece kök ve ek rapor arasındaki çelişki giderilmeden ve bilirkişi tarafından tespit edilmediği halde dava dilekçesinde talep edilen tüm ziynetlerin değerleri toplanarak davacı lehine 48.002,19 TL’ye hükmedilmiştir. İspat yükü kendisinde olan davacı taraf, ziynet eşyalarının miktar ve niteliğini CD görüntüleri ve fotoğraflarda mevcut olduğu kadarıyla kanıtlamış, bunları inceleyerek yapılan belirlemeye de itiraz etmemiş olup, bu durum karşısında mahkemece raporlar arasındaki çelişki giderildikten sonra hüküm tesisi cihedine gidilmesi gerekirken iki rapor birleştirilerek, dava dilekçesinde belirtilen tüm ziynet eşyaları yönünden hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Kaldı ki, her iki raporda da ziynetlerin toplam değeri 48.002,19 TL olarak tespit edilmemiştir. Buna göre mahkemece yapılacak iş; davaya konu ziynet eşyalarının tespiti için CD ve fotoğrafların yeni bir bilirkişiye tevdi edilerek ziynetlerin fotoğraf ve CD ile tespit edilen miktar, "gram", nitelik ve değerinin ayrı ayrı belirtildiği rapor alındıktan sonra sonucu dairesinde bir karar vermek olmalıdır.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.