MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 15. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 09/05/2013NUMARASI : 2011/382-2013/211Taraflar arasında görülen manevi tazminat - eşya bedeli davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili 13.06.2011 tarihli dilekçesinde; tarafların 24.07.2007 tarihinde kesinleşen kararla boşandıklarını, davalının tehdit ve baskı ile davacıyı tazminat isteminden vazgeçirdiğini, çeyiz ve şahsi eşyalarını elinden aldığını, boşanmadan sonra telefonla davacıya tehdit ve hakarette bulunduğundan, Sulh Ceza Mahkemesince mahkumiyet kararı verildiğini belirterek, haksız fiil nedeniyle 30.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsili ile davalıda kalan ev eşyalarının bedeli olan şimdilik 10.000 TL.nın davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; tarafların boşanma davasında maddi-manevi tazminat taleplerinden vazgeçtikleri, ayrıca daha sonra düzenledikleri 30.01.2007 tarihli protokolle de "tazminat talep etmedikleri, eşya konusunda talepleri olmadığı ve müşterek malları bulunmadığını protokolle belirlediklerini gerekçe göstererek eşya bedeline ilişkin talebin reddi, manevi tazminat talebinin ise kısmen kabulü ile 10.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 21.08.2008 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline hükmedilmiştir.Hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bent dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hâkim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hâkimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Davaya konu olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile olayın özellikleri ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde; mahkemece takdir olunan 10.000 TL manevi tazminat miktarı fazladır. Mahkemece, hakkaniyete uygun bir tazminata hükmedilmek üzere karar bozulmalıdır.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.