Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 9942 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1942 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : SAKARYA 1. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 21/11/2013NUMARASI : 2013/250-2013/837Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili 02.04.2013 tarihli dilekçesinde; davacının, davalı baba ile dava dışı annesinin boşandıklarını, üniversiteye hazırlık için dershaneye giden davacının giderlerini annesinin karşılayamadığını belirterek aylık 800 TL yardım nafakasına hükmedilip, ileriki yıllarda TEFE-TÜFE oranında artırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davacının üniversite eğitimine başladığı ve kayıt olduğu tarih olan 07.10.2013 tarihinden itibaren ve 2013-2014 ve 2014-2015 eğitim yılı için aylık 200 TL yardım nafakasının davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.Hüküm taraf vekillerince temyiz edilmektedir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bentler dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.Mahkemece TMK 364.maddesi gereğince yardım nafakasına hükmediliği halde kararda TMK 315.maddesi denilmiş olması, maddi hataya dayalı kabul edildiğinden bozma sebebi yapılmamıştır.Somut olayda mahkemece, hükmedilen yardım nafakasının başlangıç tarihi davacının üniversiteye kayıt tarihi olan 07.10.2013 olarak belirlenmiştir. 28.11.1956 tarih ve 15/E- 15/K sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre nafaka ve nafakanın artılması davaları kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili niteliğinde olup, davanın açıldığı tarihten itibaren hüküm ifade eder. Buna göre, nafakaya dava tarihinden itibaren (02.04.2013) hükmetmek gerekirken yazılı şekilde 07.10.2013 tarihinden itibaren hükmedilmiş olması usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.Bundan ayrı olarak, 6100 Sayılı HMK' nun 297/1 maddesinde hükmün, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kapsayacağı, 297/2 maddesinde de hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiştir.Davada; hükmedilen nafakanın ileriki yıllarda TEFE-TÜFE oranında artırılması yönünde karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece, bu talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Hal böyle olunca mahkemece, nafakanın ileriki yıllarda artışı talebine dair olumlu yada olumsuz herhangi bir karar verilmesi doğru görülmemiş bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.