Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9916 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 21969 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : KOCAELİ 3. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 14/10/2014NUMARASI : 2013/820-2014/712Taraflar arasındaki yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dilekçesi ile davacının öğrenci olduğunu,maddi sıkıntı çektiğini ileri sürerek davalı babasının 1.000.00.- nafaka ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile davanın reddini istemiştir.Mahkemece aylık 550.00.- TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.TMK.'nun 328/1.maddesinde; "çocuk ergin olduğu halde eğitime devam ediyorsa, ana ve babasının durum ve koşullarına göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler", TMK.'nun 364/1.maddesinde; "herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür", TMK.'nun 365/2 maddesinde; "dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir" düzenlemeleri yer almaktadır.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 33.maddesi (mülga 1086 sayılı HUMK’nun 76.maddesi) uyarınca; davanın esası olan maddi olayların ileri sürülmesi taraflara ait ise de, dava dilekçesini bir bütün olarak değerlendirerek, davayı nitelendirmek ve uygulanacak kanun maddesini belirlemek hakime aittir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.10.2013 gün, 2013/5-603 Esas, 2013/1503 Karar sayılı ilamı.) Somut olayda, davacının oğul davalının baba olduğu, davacının eğitiminin sürdüğü, davacının eğitim giderlerine katkı yapması amacı ile davalı babasına eldeki yardım nafakası talepli davayı açtığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacı yararına anılan yasa maddeleri gereğince yardım nafakasına karar verilmesi gerekir iken, hukuki nitelemede hata yapılarak davalı babanın davacı oğluna yoksulluk nafakası ödemesine karar verilmesi isabetli bulunmamıştır. Ayrıca, mahkemece oluşturulan hükümde yardım nafakasının ödenmeye başlanacağı tarih belirtilmemiştir. 28/11/1956 tarih ve 15 E.-15 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre, nafaka ve nafakanın artırılması davaları kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili niteliğinde olup, davanın açıldığı tarihten itibaren hüküm ifade eder. Buna göre, yardım nafakasının ödenmesine dava tarihinden itibaren hükmetmek gerekirken; ödemenin hangi tarihten itibaren başlayacağının belirtilmemiş olması usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.Temyiz olunan hükmün kanuna uymayan bölümü hakkında yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı taktirde (HUMK. 438/VII C.2) hükmü gereğince, nafakanın niteliği ve başlangıcı ile ilgili konunun düzeltilerek onanması gerekmektedir. (Prof. Dr. B.Kuru 23.baskı; İst 2012/sh. 646)Bu yanılgıların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK nun 370/2 maddesi anlamında "Hakimin takdir yetkisi kapsamında" kalmadığından hükmün 2. fıkrasında yeralan; "Davalının, aylık 550,00 TL yoksulluk nafakasını davacıya ödemesine," ifadelerinin çıkarılarak yerine;" Davalının, dava tarihinden itibaren aylık 550,00 TL yardım nafakasını davacıya ödemesine," ifadelerinin yazılması sureti ile hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.