MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen vasiyetnamenin iptali-tenkis davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmü taraf vekilleri temyiz etmiş, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalılar vekilince istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davacılar vek.Av. ... ile davalılardan ... ve ... geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için 11.06.2013 gününe bırakılması uygun görüldüğünden, belli günde dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü. Y A R G I T A Y K A R A R I Davacılar vekili dava dilekçesinde, davacıların muris ...'in eşi ve çocukları olduğunu, murisin ...'deki evinde dinlenme amacıyla bulunduğu sırada davalı ... ile tanıştığını .....'nin önce bakıcı, yardımcı olarak çalıştığını sonra murisin özel hayatına girdiğini, murise baskı yaptığını, murisin hasta olduğu dönemde yanında davalı ...'nin bulunduğunu, murisin çocukları ile görüşmesini engellediğini, tüm mali işlerini takip ettiğini, murisin bağımsız hareket edemeyecek kadar hasta olduğunu belirterek, tasarruf ehliyetinin bulunmadığı zamanda düzenlediği 02.06.2003 tarihli ve 17.04.2002 tarihli vasiyetnamelerin iptaline, olmadığında tenkisine, davalı ...'ye karşılıksız kazandırmaların iptaline, bu olmazsa..... plakalı araç ile C-18 blok, 14 nolu dairenin ödeme günündeki rayiç değerinin tenkisine, murisin son maaşı 7.780 TL'nin davalı ...'den tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı ... vekili cevabında, muris ...'in ailesi ile anlaşamadığı için yanlız yaşadığını, davalı ...'nin yardımcı, bakıcı olarak çalıştığını, murisin düzenlediği vasiyetnamenin usulüne uygun olduğunu, murisin ayrıca .....'de tripleks villası, ...'da 100 dönüm arazisi olduğunu, bu taşınmazların tenkisin reddini gerektirdiğini, murisin son maaşının murisin sağlık giderlerine harcandığını ve vasiyetnameye konu edilmeyen 14 nolu (118 nolu) dairenin davalı ... tarafından kendi geliri ile dava dışı 3.kişiden satın alındığını beyan etmiştir. Davalı ... cevabında, muris ...'in dayısı olduğunu, 17.04.2002 tarihli vasiyetnameye konu gecekonduyu dayısına para ödeyerek satın aldığını, tapusu olmadığı için daha sonra vasiyetname olarak kendisine verildiğini beyan etmiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 17.04.2002 ve 02.06.2003 tarihli vasiyetnamelerin iptal talebinin reddine, tenkis yönünden; 52.453 TL'nin davalı ...'den, 77.291 TL'nin davalı ...'den tahsiline karar verilmiş, hükmü taraf vekilleri temyiz etmiştir.Davacıların murisi ..., ..... emeklisi olup, 1934 doğumludur. Noterden (resmi) düzenlediği 17.04.2002 tarihli vasiyetname ile "Sahibi olduğu, ancak belediyece tapusu verilmeyen ..., ..... evleri, H blok, 9.kat, D:38 nolu meskeni ...'ye", 02.06.2003 tarihli vasiyetname ile "..., A-18 blok, 2.kat, 116 nolu bağımsız bölümü ...'e" vasiyet ettiği, 17.04.2002 tarihli ve 02.06.2003 tarihli Doktor raporlarına göre murisin "Akli melekelerinin yerinde olduğu"na ilişkin açıklama yapıldığı, vasiyetnamelerinin Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 04.08.2004 tarihli kararı ile usulüne uygun olarak "Açılıp okunmasına" karar verildiği ve bu davanın 08.07.2004 tarihinde süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.TMK'nun 557.maddesinde ölüme bağlı tasarrufların iptali sebepleri sınırlı(tahdidi) olarak belirtilmiş, dava konusu vasiyetnamelerin iptali yönünden maddedeki iptal sebepleri gerçekleşmediğinden mahkemece vasiyetnamelerin iptali talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacılar vekilinin tüm, davalılar vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; tenkis hesabı yapılırken vasiyetnamelere konu edilen 38 nolu ve 116 nolu daireler ile birlikte davalı ...'ye ait 118 nolu daire ve yine davalı ...'nin muris ...'den noter devir sözleşmesi ile 17.09.2002 tarihinde satın aldığı 34 VH 0050 plakalı aracın değerleri hesaplanmıştır.Tenkis davası, TMK'nun 560-562 maddelerinde düzenlenen, mirasbırakanın saklı payları zedeleyen gerek ölüme bağlı ve gerekse sağlararası kazandırmalarının kural olarak saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar tarafından mirasbırakanın tasarruf edebileceği sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu davalardandır. Bu yönüyle bakıldığında tenkis davası Miras Hukukuna özgü bir iptal davası olarak kabul edilmelidir. (G...., Miras Hukuku, ..., 2003, s.305). Tenkis, açıkladığımız sebeplerle saklı payın yaptırımıdır (H.Hatemi, Miras Hukuku, ..., 2004, s.23).Tenkis, saklı pay tamamlanıncaya kadar, önce ölüme bağlı tasarruflardan, bu yetmezse, en yeni tarihlisinden en eskisine doğru geriye gidilmek üzere sağlararası kazandırmalardan yapılır (TMK.md.570).Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi için, kazandırma konusu tereke ile kazandırma dışı terekenin tümü ile bilinmesi gerekir. Bunun için tereke ile ilgili bütün kayıt ve belgeler dosyaya getirtilmelidir. Murisin temlik dışı taşınmazların tapu kayıtları ve diğer belgeleri mahkemece re'sen tespit edilir (Yargıtay 2.HD.23.06.2005, 8487-9834). Mirasbırakanın saklı payı zedeleyip zedelemediği "net tereke" üzerinden hesaplanır. Net tereke ise, terekenin aktifinden terekenin pasifin indirilmesi ile bulunur. Terekenin aktifi; mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı ile denkleştirmeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Terekenin aktifini, temlik edilenler ile temlik dışı bırakılanlar oluşturmaktadır. Temlik edilenler ve temlik dışı olan taşınmazların mirasbırakanın ölüm tarihindeki değerine göre hesaplanır.Saklı paya elatmanın doğru olarak belirlenmesi için temlik konusu olmayan, mirasbırakana ait her türlü mal varlığı değerinin saptanması gerekir. Bunun için taşınmazın bulunduğu yerde keşif yapılması zorunludur(Yargıtay, 2.HD,15.11.2001, 14464-15834).Terekenin pasifini TMK'nın 507/2.maddesinde açıklandığı gibi, mirasbırakanın borçları, cenaze giderleri, terekenin mühürlenmesi ve yazım giderleri, mirasbırakan ile birlikte yaşayan ve onun tarafından bakılan kimselerin üç aylık geçim giderleri terekeden indirilir.Net tereke bu şekilde tespit edildikten sonra davacıların net tereke üzerinden miras payı bulunur ve daha sonra saklı payları belirlenir. Ölüme bağlı tasarruflar (vasiyetnameler) mutlak tenkisine tabi tasarruflardır.Bu durumda davanın TMK'nun 565.maddesi gereğince tenkis hükümlerine göre incelenmesi gerekir. Tenkisde, tasarrufa konu malın paylaşımı yönünden araştırma yapmak için sabit tenkis oranı belirlenmelidir.Sabit tenkis oranı, 11.11.1994 gün ve 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile "tasarrufun tümünün değeri ile davalılara yapılan fazla teberru arasında kurulan orandır". Sabit tenkis oranı ile el atılan saklı payın, tasarrufun değerine oranı ile bunun her davalıya yapılan tasarruf tutarları yönünden ayrı ayrı belirlenmesi gerekir.Davada, murisin net terekesinin tesbit edilmesi sırasında murise ait olduğu iddia edilen ....'deki yazlık ev ile ...'da bulunan taşınmazların hesaba katılmadığı anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda vasiyetnamelere konu edilen 116 nolu ve 38 nolu daireler ile davalı ...'nin dava dışı ....'den 03.06.2002 tarihinde tapu ile satın aldığı daire ve yine davalı ...'nin noterden resmi devir senedi ile 17.09.2002 tarihinde satın aldığı 34 VH 0050 plakalı aracın değerleri esas alınarak el atılan saklı pay hesabı yapılmıştır. Rapor bu haliyle Yargıtay denetimine elverişli olmayıp, hüküm kurmaya yeterli görülmemiştir.Bu durumda, mahkemece; yukarıda açıklanan ilke ve esaslar doğrultusunda mirasbırakan ...'e ait öncelikle "net tereke" hesabı yapılması daha sonra sabit tenkis oranı belirlenmesi için uzman bilirkişiden ayrıntılı rapor alınarak, sonuca göre karar verilmesi gerekir.Ikinci husus, davalı ...'nin dava dışı 3. kişiden satın aldığı 118 nolu (14 nolu) dairenin tereke hesabına katılma nedenleri somut delillerle açıklanamadığı gibi, davalı ...'nin murisin sağlığında noter devir senedi ile satın aldığı ..... plakalı aracın terekeye dahil edilmesi ile ilgili söz konusu resmi senedi geçersiz kılan aynı düzeyde başka delil ibraz edilmeden tenkise tabi tutulması doğru değildir. Ayrıca, davalı ...'in dava konusu taşınmazı satın aldığına yönelik 19.03.2002 tarihli banka dekontu ile ev bedeli olarak 34.000 TL.nın miras bırakan ....'in hesabına yatırıldığına ilişkin iddia ve savunması hakkında araştırma ve inceleme yapılmadan ve sözkonusu banka dekontu irdelenmeden hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Yine, davalı ... hakkında gerekçeli kararda faize karar verilmesine rağmen kısa kararda faizle ilgili hüküm kurulmaması da bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.