MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 30/12/2013NUMARASI : 2011/230-2013/695Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacılar vekili, dava dilekçesi ile; davalının, davacıların annesi olduğunu; davalının eşi, davacıların babası olan ortak muris Mehmet'in 12/04/2009 tarihinde vefat ettiğini, murise ait taşınmazların paylaşımı için ortaklığın giderilmesi davası açıldığını; murisin, vefat etmeden 15 yıl önce emekli olduğunu; emekli maaşı aldığını, taşınmazlarından ve fıstık bahçelerinden gelir elde ettiğini, sürekli altın ve döviz aldığını, fıstık bahçesi almak için emlakçılarla görüştüğünü ve onlara 500.000.00.- TL parasının olduğunu söylediğini öğrendiklerini; davalıya bunu sorduklarında "hesap vermem" dediğini, fazlaya ilişkin haklarının saklı olduğunu ileri sürerek; 10.000.00.- TL nin davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, cevap dilekçesi ile; iddiaların doğru olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Türk Medeni Kanununun 6.maddesi hükmü uyarınca; "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı ispatlaması gerekir.Somut olayda, mahkemece; muristen kalan malvarlığının davalı tarafça saklandığı, kendilerine paylarının verilmediğine dair iddialarını tanıkları ve diğer delilleri ile ispat edemeyen davacı tarafın;dava dilekçesinde, açıkça yemin deliline dayandığı gözetilerek, davalıya yemin teklif etme haklarının bulunduğunun hatırlatılması ve ulaşılacak sonuca göre, talep hakkında bir karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.