Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9865 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17340 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İSTANBUL 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 27/12/2012NUMARASI : 2011/482-2012/435Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde, 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunun 16.maddesi gereğince Turizm Teşvik Belgesi olan dava dışı şirkete en düşük indirimli tarifeden elektrik verilmesi gerekirken, 2004 yılından itibaren indirimli tarife uygulanmadığını, dava dışı şirket tarafından aradaki farkın tahsili amacıyla İstanbul 46. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan davanın kabulüne karar verildiğini, ilamlı icra yoluyla dava dışı şirkete tarife farkını ödediklerini, tarife farkı zararından davalı hazinenin sorumlu olduğunu belirterek 86.022,35 TL.'nin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan rücuan tahsilini talep etmiştir.Davalı hazine vekili cevabında, zamanaşımı itirazında bulunmuş, dava konusu tarife farkının dava dışı şirket tarafından doğrudan hazineden isteyebileceğini beyan etmiş,davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 83.354,35 TL nin dava tarihi olan 06/12/2011 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hükmü taraf vekilleri temyiz etmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bentler dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.16/03/1982 tarihinde yürürlüğe giren 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunun 16.maddesine göre “Turizm belgeli yatırım ve işletmeler elektrik, gaz ve su ücretlerini o bölgedeki sanayi ve meskenlere uygulanan tarifelerden en düşüğü üzerinden öderler” hükmü gereğince davacının turizm teşvik belgesi olan dava dışı şirkete indirimli tarife uygulaması gerekirken, normal tarifeye göre yaptığı tahsilat farkının mahkeme kararı ile dava dışı şirkete ödendiği sabittir.Davada, davacının dava dışı şirkete ödediği tarife farkının davalı hazineden rücuan tahsili talep edilmektedir.Uyuşmazlık, alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı ve alacağın miktarı noktasında bulunmaktadır.Davacı vekilinin temyiz itirazı yönünden yapılan değerlendirmede;Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2012/4-1814 Esas 2013/715 Karar nolu kararında 818 sayılı Borçlar Kanununda(BK), ayrıca özel olarak bir zamanaşımı öngörülmediğinden, rücuen tazminat davalarında aynı Kanunun 125.maddesi gereğince on yıllık zaman aşımı süresinin uygulanması gerektiği belirtilmiştir.Somut olayda 10 yıllık zamanaşımı uygulanması gerekmektedir.Mahkemece 2668,00 TL olan ödemenin 02/12/2010 tarihinde yapılmış olması nedeniyle dava tarihinde 1 yıllık zaman aşımı süresinin dolmuş olduğu belirtilerek istemin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Davalı vekilinin temyiz itirazı yönünden yapılan değerlendirmede;Mahkemece, alacağın miktarı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmadan, davacının talebi gibi karar vermiştir.Mahkemece davacının, rücuya esas ilam uyarınca dava dışı şirkete ödemek zorunda kaldığı asıl alacak, faiz, yargılama giderleri v.s.'ye yönelik bilirkişi incelemesi yaptırılarak, davalının sorumlu tutulacağı meblağ belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.