MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen vasiyetnamenin tenfizi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkilinin annesi muris ....'ın 15.08.1999 tarihinde vefat ettiğini ve ... 11. Noterliğinin 20.03.1997 tarih ve 10752 yevmiye numarasında kayıtlı vesiyetnamesinin, ... 4. Sulh Hukuk Mahkemesince 12.02.2012 tarihinde açılarak okunduğunu; vasiyetin açılmasından sonra o tarihte sağ olan diğer mirasçıların, (müvekkilinin babası ....ve müvekkilinin yeğeni iş bu davanın davalısı ....ın ) bu vasiyetin iptali için dava açmadıklarını; müvekkilinin babası ....'ın da 11.06.2006 tarihinde vefat ettiğini ve ... 11. Noterliğinin 20.03.1997 tarih ve 10751 yevmiye numarasında kayıtlı vasiyetnamesinin, yine ... 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 01.05.2007 tarihli kararı ile açılıp, okunduğunu; bu vasiyete karşı da davalı ...'nin, vasiyetnamenin iptali davası açmadığını; böylece, vasiyetnamelerin geçerlilik kazandığını; ancak, davalının vasiyetin yerine getirilmesine karşı çıktığını; zira, dava konusu vasiyetnamelerde müvekkili lehine vasiyet edilen, ... ili – .... ilçesi- .... Mahallesi 6601 ada 12 parsel 6 nolu bağımsız bölümü, murislerin sağlığında müvekkili adına tescil edildiğinden, ...'ın açtığı muris muvazaasına dayalı dava sonucunda tapunun ½ hissesinin davalı ... adına tesciline karar verildiğini; bu nedenle, vasiyetnamenin tenfizi ile müvekkiline vasiyet edilen 6 nolu bağımsız bölümün ... adına olan ½ payının tapusunun iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya mesnet vasiyetnamenin her ikisinin de aynı kişinin eli mahsulü olduğunu; şekle uygun olmadığından, TBK'nın 19-20 maddeleri hükümlerine göre yok sayılması gerektiğini; ayrıca, murisler, her iki gayrimenkulü de vasiyetnameden sonra elden çıkarmak suretiyle tasarrufta bulunduklarından, vasiyetnamenin TMK 544 madde hükmüne göre hükümsüz hale geldiğini savunup; hukuki yarardan yoksun, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; “davacı tarafın vasiyetname olduğunu bildirdiği belgeler ”vasiyetnamedir” başlığını taşımakla birlikte içerikleri dikkate alındığında vasiyetname niteliğinde olmadıkları, bu nedenle söz konusu belgelere dayanılarak vasiyetnamenin tenfizi ile tapu iptali ve tescili davası açılamayacağı anlaşılmıştır” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Davada; vasiyet lehtarı, murisleri tarafından el yazılı düzenlenen (... 11. Noterliğinin 20.03.1997 tarih ve 10751 ve 10752 yevmiye numarasında kayıtlı) vasiyetnamelerin bir itiraza uğramadığından geçerliliğini koruduğunu ve tenfizi gerektiğini ileri sürerek; kendisine vasiyet edilen 6 nolu bağımsız bölümün, şuan, davalı ... adına kayıtlı ½ payının tapusunun iptali ile adına tescilini istemektedir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı tarafın dayandığı belgelerin vasiyetname olarak kabul edilip edilmeyeceği noktasındadır.Mahkemenin gerekçesi, davacı tarafın vasiyetname olduğunu bildirdiği belgeler “vasiyetnamedir” başlığını taşısa bile içerikleri dikkate alındığında vasiyetname niteliğinde olmadıkları, bu nedenle de, söz konusu belgelere dayalı vasiyetnamenin tenfizi davası açılamayacağı yönündedir. El yazısı ile vasiyetnamenin geçerli olabilmesi için, başından sonuna kadar vasiyet edenin el yazısı ile yazılmış olması ve düzenleme yeri ile sene ay ve gününün bizzat vasiyetçi tarafından yazılıp imzalanmış olması gerekir. (MK.485) (TMK 538. maddesi ) Dava konusu vasiyetnameler az önce belirtilen bütün unsurları taşımaktadır. Sözlü vasiyette olduğu gibi yazılı vasiyetnamenin belli bir süre içinde bir merciye ibraz edilmesi zorunluluğu yoktur. Ne zaman ortaya çıkarsa çıksın geçerliliğini korur.Öte yandan; vasiyetname, kanunun gösterdiği şekil şartlarına aykırı düzenlense bile, iptal edilmedikçe hüküm ifade eder. Dava konusu vasiyetnameler, Sulh Hukuk Mahkemesince açılıp okunmuş süresi içinde bir itiraza uğramamış ve süresi içinde iptal davası da açılmamıştır. Vasiyetname, iptal edilinceye kadar geçerli belgelerdendir. Miras bırakanın düzenlediği vasiyetname, dava açılıp iptal edilmedikçe, hakim, tenfiz davasında kendiliğinden vasiyeti geçersiz sayamaz. O halde, dava konusu vasiyetnameler, ölenin son arzularını yansıtacak niteliktedir. Bu durumda, mahkemece; davacının talebi gibi, vasiyetnameye konu 6 nolu bağımsız bölümün davalı adına kayıtlı ½ payının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi gerekir.Yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde, davanın reddine ilişkin hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.