Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9853 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 7832 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı (koca), ....Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/149-2010/97 sayılı kararı ile eş için 250,00 TL yoksulluk ve müşterek çocuklar için 100,00'er TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, ancak, davalının çalışmaya başlaması ve ....'in de 18 yaşını doldurması nedenleriyle bağlanan nafakaların kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı (kadın) cevap ve karşı davasında; özetle; tarafların müşterek çocuklarından ....' in 18 yaşını bitirmesi nedeniyle kendisine dava açılmasının yerinde olmadığı ve bu davalı yönünden davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği; davalının asgari ücret ve cüz i miktardaki nafakaları ile tek başına evin geçimini sağlamaya çalıştığı, başka bir gelirinin olmadığı, kendisine ve çocuklarına hükmedilen nafakanın üç yıl geçmesine rağmen hiç artmadığı, davacının nafakaları düzenli ödemediği ve başka hiç bir katkısının olmadığı, davacının ....Otomotiv Oto Yedek Parça ve Taşımacılık Ltd. Şirketinin ortağı olduğu taşımacılık işi ile uğraştığı, davacının yeni evli olması yeni bir çocuk sahibi olmasının eski çocuklarının sorumluluklarını ortadan kaldırmayacağı nedeniyle müvekkiline karşı açılmış bulunan asıl davanın reddine; karşılık dava dilekçesinde ise almakta olduğu aylık 250,00-TL nafakanın 100,00-TL daha artırılarak 350,00-TL'ye çıkartılmasına ve velayet altındaki ... için hükmolunmuş aylık 100,00-TL iştirak nafakasının 100,00-TL daha artırılarak 200,00-TL'na çıkartılmasına karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, davacı kadının çalıştığı, düzenli gelir elde ettiği gerekçesi ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına; .... yönünden reşit olmakla iştirak nafakasının kendiliğinden kalkacağı gerekçesi ile davanın reddine; ... için TMK'nun 185. madde hükmüne göre eşlerin çocukların bakımı, eğitimi ve gözetimini özenle ve birlikte yürütmekle yükümlü oldukları nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Karşılık dava yönünden ise; davanın HMK'nın 133/2 maddesi gereğince süresinden sonra açıldığı anlaşılmakla karşı davanın ayrılması ile yeni bir esasa kaydedilmesi cihetine gidilmiş, hüküm, süresinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, müşterek çocuk ....’in, dava tarihinden önce reşit olduğu, buna bağlı olarak davalı annenin de velayet görevinin sona erdiği anlaşılmaktadır. Şu halde davalının kanuni temsilciliği sona ermiş bulunduğundan, başka bir anlatımla; davalının, pasif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekir.Ayrıca, Türk Medeni Kanunun 176/3 maddesine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır.Somut olayda, tarafların 15.12.2011 tarihinde kesinleşen karar ile boşandıkları, davalı kadının boşanmadan sonra asgari ücret düzeyinde gelir elde ettiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.Ancak, Yerleşik Yargıtay'ın uygulamalarına göre asgari ücretin yoksulluğu ortadan kaldırmadığı ilke olarak kabul edilmiştir (HGK'nun 1.5.2002 gün 2-397 E-339 K. Sayılı kararında olduğu gibi).Bu nedenle davalının geliri yoksulluğu ortadan kaldırmayıp, bu durumun sadece nafaka miktarının tayininde nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin davanın tümden kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.Mahkemece yapılacak iş, tarafların sosyo-ekonomik durumları nazara alınarak yoksulluk nafakasında hakkaniyete uygun bir indirim yapılmasıdır.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.