MAHKEMESİ : TARSUS 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 09/07/2013NUMARASI : 2012/304-2013/239 Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesinde, A.. E.. adına olan A.. Köyü, 830 nolu aboneliğin borcundan dolayı abone olarak A.. E.. ve taşınmazı kullanan İbrahim Bulut hakkında Tarsus 2. İcra Müdürlüğü'nün 2012/1600 Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, A.. E..'in borca itiraz etmesi üzerine borçlu yönünden icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, başkasının taşınmazı kullanmasının abone sahibinin sorumluluğunu ortadan kaldırmadığını, elektriği kimin kullandığını takip etme görevinin abone sahibine ait olduğunu belirterek, itirazın iptaline takibin 6.160,33 TL üzerinden devamına ve % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; Elektrik sayacını iş yerinde kullanmak üzere taktırdığını, işyerini kapattığını, işyerini başka hiç kimsenin kullanmadığını, İbrahim Bulut isimli şahsın elektrik sayacını işyerinden çaldığını, bununla ilgili olarak suç duyurusunda bulunduğunu, Tarsus 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2012/459 Esas sayılı davasında İbrahim Bulut'un elektrik saatini çalıp evine taktığını kabul ettiğini belirterek, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyanın incelenmesinde; Davalı ile davacı T.. A.. arasında 830 nolu tesisat (mesken) için abonelik sözleşmesi yapıldığı, davalıya ait tesisatta sayacın mühürü ile oynanarak numaratöre müdahale edilerek kaçak elektrik kullanıldığı ve buna dair tutanak düzenlendiği anlaşılmıştır. 4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2.maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davacı ile davalı arasında 4077 sayılı Yasanın değişik 11/A maddesi kapsamında sözleşme ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Yasanın 23.maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak sözkonusu olmaz. 4077 sayılı Kanunun 2. ve 3. maddeleri gereği somut olayda davacı ile davalı arasında abonelik sözleşmesi bulunduğundan ve davalı tüketici tanımına uyduğundan 4077 sayılı Kanunun uygulanması gerekmektedir. Aynı yasanın 23.maddesi gereğince uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esasına girilip hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, doğru görülmemiştir. Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.