MAHKEMESİ : BOZDOĞAN ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 15/11/2013NUMARASI : 2012/333-2013/262Taraflar arasında görülen ziynet alacağı davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili; tarafların 30.09.2010 tarihinde evlendiklerini, davalının annesi ile davacının kavga ettiğini, davacının kavga esnasında babasının evinde ziyaret amacıyla bulunduğunu, davalının annesinin davacıya bir daha eve gelmemesini söyleyerek ve davacıyı babasının evinde bırakarak oradan ayrıldığını, davacının kişisel ve ziynet eşyalarının davalıda kaldığını ileri sürerek, davacıya düğünde takılan her biri 22 ayar 20 gr. olan 7 adet çift burmalı Adana burması bileziğin, 22 ayar 17 gr. olan bir adet asmalı konak tabir edilen bileziğin, 14 ayar 35 gr. olan bir adet set takımının, 5 adet düz takı bileziğinin, 40 adet çeyrek altının, 1 adet tek taş yüzüğün ve 1 adet nişan yüzüğünün aynen davacıya iadesini, aynen iade mümkün olmadığı taktirde ziynet eşyalarının fiili ödeme günündeki değerlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili; talep edilen ziynet eşyalarının müvekkilinde olmadığını, davacıda olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, her biri 20 gr. ağırlığında 7 adet Adana burması bilezik, her biri 20 gr. ağırlığında 5 adet düz takı bileziği, 1 adet 17 gr ağırlığında asmalı konak bilezik, 1 adet 35 gr. ağırlığında 14 ayar kolye, küpe ve künyeden oluşan set takımı, 1 adet tek taş yüzük, 1 adet nişan yüzüğü ile 25 adet çeyrek altının bulunuyorsa aynen iadesine, bulunmuyorsa fiili ödeme günündeki değerinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297.maddesi (HUMK.388.md), hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında, açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesini emredici kural olarak getirmiştir.Mahkemece, ziynet eşyaların aynen iadesine, bulunmuyorsa fiili ödeme günündeki değerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Mahkemece, aynen iadenin mümkün olmaması halinde, eşyaların miktar belirtilerek bedeline hükmedilmesi gerekirken, sadece fiili ödeme günündeki değerine hükmedilmesi doğru değildir. Mahkemece eşyaların aynen iadesine (ayar, adet ve gramları ile birlikte hükümde tek tek belirtilerek), olmadığı takdirde bilirkişi tarafından belirlenen miktarın hüküm altına alınmasına karar verilmesi gerekirken, HUMK 388 ve HMK 297 maddesine aykırı infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.