MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen geçici abonelik tesisi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin satın almış olduğu konutu için davalı şirkete yapmış olduğu elektrik aboneliği başvurusunun, dava dışı müteahhidin iskân işlemini tamamlamamış olması nedeniyle reddedildiğini, oysa müvekkilinin konutu için İmar Kanununun geçici 11. maddesinde sayılanlardan doğalgaz aboneliğinin mevcut olduğunu, bu nedenle geçici abonelik başvurunun kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek; müvekkiline ait konuta geçici elektrik aboneliği işleminin tesisini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın, İmar Kanununun 31 ve geçici 11. maddelerinde düzenlenen şartları yerine getirmemesi nedeniyle ferdi veya geçici abonelik tesis edilemediğini savunarak; davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; davacının elektrik abonesi olmak istediği konutu için başka aboneliğinin mevcut olduğu, binanın ise % 95 oranında tamamlanmış olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Uyuşmazlık, maliki bulunduğu konut nedeniyle, davacının; davalı idareden geçici elektrik aboneliği tesis edilmesini isteyip isteyemeyeceği konusundadır.3194 sayılı İmar Kanununun “Yapı Kullanma İzni” başlıklı 30.maddesi; “Yapı tamamen bittiği takdirde tamamının, kısmen kullanılması mümkün kısımları tamamlandığı takdirde bu kısımlarının kullanılabilmesi için inşaat ruhsatını veren belediye ve valilikten izin alınması mecburidir. Mal sahibinin müracaatı üzerine, yapının ruhsat ve eklerine uygun olduğu ve kullanılmasında fen bakımından mahzur görülmediğinin tespiti gerekir.” hükmünü içermektedir. Yine aynı kanunun “Kullanma İzni Alınmamış Yapılar” başlıklı 31.maddesinde de; “İnşaatın bitme günü, kullanma izninin verildiği tarihtir. Kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılarda izin alınıncaya kadar elektrik, su ve kanalizasyon hizmetlerinden ve tesislerinden faydalandırılmazlar. Ancak, kullanma izni alan bağımsız bölümler bu hizmetlerden istifade ettirilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Açıklanan yasa hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; yapı kullanma (iskân) izni verilmeyen veya alınmayan yapıların, izin alınıncaya kadar elektrik ve belediye (ferdi abonelik) hizmetlerinden faydalanamayacakları açıktır. Hal böyle iken, yasa koyucu; ülkemizde, yapı (inşaat) ruhsatı alınmış olup, buna rağmen yapı kullanma (iskân) izni alınmamış birçok yapının bulunması nedeniyle yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere, 5784 sayılı Kanunun 25. maddesi ile 3194 sayılı İmar Kanununa eklenen geçici 11. madde ile bir istisna getirmiştir. Anılan maddenin 1. fıkrası; “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olup, kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılara; yol, elektrik, su, telefon, kanalizasyon ve doğalgaz gibi altyapı hizmetlerinden birinin veya birkaçının götürüldüğünün belgelenmesi halinde, ilgili yönetmelikler doğrultusunda fenni gereklerin yerine getirilmiş olması ve bu maddenin yayımı tarihinden itibaren başvurulması üzerine, kullanma izni alınıncaya kadar ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu abone grubu dikkate alınarak, geçici olarak su ve/veya elektrik bağlanabilir. Bu kapsamda, ilgili belediyeden dağıtım şirketlerine elektriğin kesilmesi talebinin söz konusu olması halinde, aboneliği iptal edileceğinden, su ve/veya elektrik bağlanması herhangi bir kazanılmış hak teşkil etmez. Ancak, yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olma şartı 12.10.2004 tarihinden önce yapılmış olan yapılarla ilgili olarak uygulanmaz.” hükmünü içermektedir. Madde içeriğinden de görüldüğü üzere yasa koyucu, getirdiği istisnanın uygulanma süresini sınırlandırmakla yetinmemiş ( Kanun 26.07.2008 tarihinde yürürlüğe girmiş olup bu tarihten sonra tamamlanan veya yapı inşaat ruhsatı alınan yapılara uygulanamayacaktır), ayrıca kanunun uygulanmasını bazı şartların gerçekleşmiş olmasına da bağlamıştır. Bu nedenle, geçici abonelik tesisi işlemlerinde; kanunda sayılan şartların tamamının mevcut olduğu işlemin tesis edilmesini isteyen kişi tarafından ispat edilmeli, ayrıca işlemi tesis edecek kuruluşlarca da (ve dava yolu ile tesis edilmesi istenildiği takdirde mahkemece) süre sınırının aşılıp aşılmadığı denetlenmelidir.Yapılan bu açıklamalardan sonra, somut olaya dönüldüğünde; davacıya ait konutun yer aldığı binanın yapı (inşaat) ruhsatının dosyaya sunulmamış olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla; İmar Kanununun geçici 11.maddesinde ifade edilen istisnai halin uygulanması için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği davacı tarafça ispat edilmemiş, buna bağlı olarak süre sınırının aşılıp aşılmadığı mahkemece denetlenmemiştir.Buna göre, eksik inceleme ile geçici abonelik tesis edilmesi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.