Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9767 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 8725 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİTaraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde kanal katılım bedeli olarak alınan bedellerin iadesini; kurum tarafından borçlandırılan senetlerin ödemelerinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve abonelik sözleşmesinin bu koşullara bağlı kalınmadan tesisini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece; bozma kararına uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece; “…katılım payı davalı tarafça hizmet götürülmesi koşuluna bağlı olarak alınır. Bu durumda, hizmet götürüldüğünün davalı tarafça kanıtlanması halinde davacı katılım payının yüklenici veya kendisi tarafından ödendiğini kanıtlamakla yükümlüdür. Hal böyle olunca; bu konuda tarafların delilleri toplanıp gerektiğinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken...” gerekçesi ile bozulduğu anlaşılmaktadır.Mahkemece bozma kararına uyulmuştur. Kural olarak, bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda mahkeme için zorunluluk doğar. Öte yandan, bozma kararı dışında kalan yönler ise kesinleşir. Mahkemece, bozma kararına uyulduğu halde gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. 6100 sayılı HMK 266.maddesinde; “mahkeme çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir” düzenlemesi bulunmaktadır. Somut olayda; uyuşmazlığın çözümünün teknik bilgiyi gerektirdiği açıktır. Nitekim, mahkeme tarafından bozmaya uyularak oluşturulan gerekçeli kararda da mahkemece görülen başka bir dava dosyasına ait bilirkişi raporundan yararlanıldığı belirtilmektedir. Mahkemece; konusunda uzman bilirkişi tarafından davacının talebi doğrultusunda ödemesi gereken bedelin bulunup bulunmadığının, varsa miktarın açıklığa kavuşturularak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekir iken; teknik bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş; kararın bozulması gerekmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.