Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 9762 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 5941 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (TÜKETİCİ MAHKEMESİ)Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin davacılara 17/09/2008 tarihli sözleşme ile taşınmaz sattığını, 27/09/2008'de 147.000 ... Sterlininin tamamının ödendiğini, taşınmazın tapuda devrinin yapılmadığı belirterek, taşınmazın davacılar adına tescilini, mümkün değil ise 147.000 ... Sterlininin dava tarihindeki TL karşılığının (fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere) hesaplanarak 17/09/2008 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.Mahkemece; ödenen bedelin ödeme tarihindeki TL karşılığının tespit edilerek ödeme tarihinden dava tarihine kadar ulaşacağı değerin denkleştirici adalet ilkesi gereğince bilirkişiye hesaplatıldığı belirtilmiş ve 406.790 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Somut olayda; mahkeme tarafından hükme dayanak olarak alınan bilirkişi raporunda ve ek bilirkişi raporunda denkleştirici adalet kuralına göre hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır.HMK 26. maddesinde; "Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir." düzenlemesi bulunmaktadır.Dava dilekçesinde taşınmazın davacılar adına tescili mümkün olmadığı takdirde ödenen 147.000 ... Sterlininin dava tarihindeki TL karşılığının hesaplanarak sözleşme tarihi olan 17/09/2008 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsili talep edilmiştir; talep sonucu açık, net şekilde ifade edilmiş olup, tereddüt oluşturmamaktadır. Mahkemece denkleştirci adalet kuralına göre hesaplama yapılan bilirkişi raporları benimsenerek hüküm oluşturulması; talebe bağlılık ilkesini düzenleyen HMK 26. maddesine uygun değildir. Taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu taşınmazın tapulu olduğu yönünde bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığından Hukuken geçersizdir. (EMK.634 yeni, M.K.706, BK. 213, Tapu Kn. 26 ve Noterlik Kn. 60. md. leri). O nedenle geçerli sözleşmelerde olduğu gibi, taraflarına hak ve borç doğurmaz. Bu durumda, taraflar verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebilirler.Ne var ki; hukuken geçersiz sözleşmeden kaynaklanan bu nitelikteki bir uyuşmazlığın haksız iktisap kurallarına göre çözümlenip tasfiye edilebilmesi için öncelikle haksız iktisabın kapsamını tesbitteki ilke ve esasların açıklanmasında zaruret vardır.Geçerli bir sebebe dayanmaksızın, bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi, denkleştirici adalet düşüncesine dayanır. Denkleştirici Adalet İlkesi ise, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek, kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğü bulunduğunu ifade eder.Hukuken geçersiz sözleşmeler, haksız iktisap kuralları uyarınca tasfiye edilirken, Denkleştirici Adalet Kuralı hiçbir zaman gözardı edilmemelidir. Bu husus hakkaniyetin ve adaletin bir gereğidir. Bu bakımdan iadeye karar verilirken, satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi uygun olacaktır. Aksi takdirde kısmi iade durumu oluşacak, iade dışındaki zenginleşme iade borçlusu yedinde haksız zenginleşme olarak kalacak, iade borçlularının iadede direnmelerine neden olacaktır.Hukuken geçersiz sözleşmelerde; Haksız İktisap Kuralı gereğince, verilenin iadesi için tasfiye şekli yönünden davacının talebinin değerlendirilmesi gerekli olup; davacının verilenin Aynen İadesini talep ettiğinden artık Denkleştirici Adalet Kuralı ile tasfiyeye gitmeye gerek olmamalıdır.Mahkemece; yapılması gereken, davacının talebine bağlı olarak 147.000 ... Sterlininin dava tarihi itibari ile....karşılığının hesaplatılması ve ulaşılacak bu bedelin hüküm altına alınmasına karar vermekten ibaret olup, yanılgılı değerlendirme ile taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.