MAHKEMESİ : ANKARA 25. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 31/10/2013NUMARASI : 2012/413-2013/520Taraflar arasında Görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması taraf vekilleri tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davacı-birleşen dosya davalısı asil K.. K.. ile vekili Av.A.. E.. geldi. Davalı-birleşen dosya davacısı vekili Av.G.. T...geldi. Gelen asil ile vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I"Davacı, davalı ile kardeş olduklarını, birlikte satın aldıkları taşınmaz üzerinde ortaklaşa bina yaptıklarını, daireleri paylaştıklarını ve ortak alanlar için harcanacak parayı da yarı yarıya ödemeyi kararlaştırdıklarını, kendisinin ortak alanlar için yaptığı 17.416,242 TL.nin yarısının ödenmesi için çektiği ihtarnamenin sonuç vermediğini, sözleşme gereği günlük %1 faiziyle tahsili için yaptığı icra takibine de itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsilini istemiştir. Davalı, kendisinin davacıdan daha fazla harcamalar yaptığını ileri sürerek, davanın reddini savunmuş, birleşen davada ise harcamalarının yarısının ödenmesi gerektiğini ileri sürerek, fazlasını saklı tutarak 15.000 TL. nin günlük %1 faizi ile tahsilini istemiş, 15.12.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 34.417,50 TL. ye çıkardığını bildirmiştir. Mahkemece; alınan bilirkişi raporu benimsenmek suretiyle asıl davada itirazın 4.388,50 TL üzerinden iptalini, birleşen davada ise 29.863 TL. nin dava tarihinden itibaren günlük %1 faiz ile davalı–karşı davacı K.. K..'tan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı–karşı davacı H.. K..'ın tüm davacı-karşı davalı K.. K..'ın aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, H.. K.. tarafından dava dışı SSK'ya ödenen 16.762,56 TL. SSK priminin yarısından davacı-karşı davalı K.. K..'tan tahsili bildirilmiştir. Taraflar arasında imzalanan sözleşme 26.03.2011 tarihli olup H.. K.. tarafından ödenen SSK primlerinin sözleşme tarihinden sonrasına ve dava konusu inşaata ait olması halinde yarısının K.. K..'tan tahsiline karar verilmesi mümkündür. Oysa ki, dosyada bu SSK primlerinin hangi dönemlere ait olduğuna dair delil bulunmamaktadır. Bu itibarla, öncelikle davalı H.. K..'tan bahse konu SSK primlerinin dava konusu inşaatın ortak alanları için yapılan imalatlar ile 26.03.2011 tarihinden öncesine mi sonrasına mı ait olduğuna ilişkin deliller alınarak bu hususun açıklığa kavuşturulması ve gerekirse bilirkişiden bu hususta rapor alınarak, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekir. Mahkemenin değinilen bu yönü gözardı ederek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir. 3-Davalı-karşı davacı H.. K.. eldeki davasında, binanın proje bedeli ve fenni mesuliyet ücreti bedeli olan 14.632,00 TL.nin yarısının da davacı-karşı davalıdan tahsilini istemiş bulunmaktadır. Hükme esas alınan son bilirkişi ek raporunda da bu harcama kalemi kabul edilerek yarısından davacı-karşı davalı Kasım Kılıç'ın sorumlu olduğu bildirilmiştir. Ne varki dosyanın incelenmesinde, fenni mesuliyet ücreti ve proje bedelinin davalı-karşı davacı H.. K.. tarafından dava dışı şirkete ödendiğine dair belge bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı-karşı davacı H.. K..'ın proje bedeli ve fenni mesuliyet ücretini ödediğinin ispat edildiği kabul edilemez. Davalı- karşı davacı bu bedeli ödediğini ispatlaması halinde yarı ücreti isteme hakkına sahiptir. Bu durumun aksinin kabulü davalı-karşı davacı H.. K..'ın sebepsiz zenginleşmesi sonucunu doğurur ki, bu durum ile kabul edilemez. Bu itibarla, mahkemece davalı H.. K..'tan bu harcama kalemine ait ödeme belgesi istenerek ve gerekirse bu hususta dava dışı şirketten ödemeye ilişkin kayıt ve belge getirtilerek, ödemenin davalı tarafça yapılıp yapılmadığı, yapıldığına ilişkin belge sunulması halinde ise bunun gerçek bir ödeme olup olmadığı incelenerek, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Mahkemenin değinilen bu yönleri gözardı ederek, yazılı şekilde karar verilmiş olması da bozma nedenidir" denilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Kural olarak ekonomik bakımdan zayıf, güçsüz kişilerin karşı tarafça önceden hazırlanan genel işlem şartına katılma yolu ile girdikleri sözleşme ilişkilerinde edimler arasında dengesizlik bulunduğu taktirde; sözleşmenin aynen ifası borçlunun ekonomik varlığını önemli ölçüde etkilemekte ise, hakim özel hukuk düzeninin çerçeve hükümleri yoluyla sözleşmeye müdahale edebilir. Nitekim, Anayasa; Borçlar Hukuku yönünden de temel üst normdur. Anayasa ile öngörülen ekonomik bakımdan güçsüz olanların korunması lüzumu, özel hukuk ilişkilerinde de gözetilmeli; hakim, TMK.nun 1. maddesinin kendisine tanıdığı kanun koyucu gibi hareket etme yetkisine dayanarak; (özellikle hakların kullanılmasında ve borçların yerine getirilmesinde objektif iyi niyet kurallarına uyulmasını emreden MK.2/1; ekonomik varlığın yitirilmesinin kişilik hakları ile ilgisi itibariyle, kişiliğin korunmasını düzenleyen MK.nun 24 ve BK.nun 19/2 gibi genel kurallara dayanarak) sözleşmeye müdahale etmelidir.Mahkemece; taraflar arasındaki sözleşmenin 13.maddesinin son kısmında günlük %1 temerrüd faizi denilmişse de; günlük %1 sözleşme faizi fahiş olup olmadığı incelenerek hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.