MAHKEMESİ : SAKARYA 2. ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİTARİHİ : 04/06/2013NUMARASI : 2012/594-2013/243Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili davalı aleyhine Sakarya 6.İcra Müdürlüğünün 2011/4856 sayılı dosyası ile takip yaptıklarını, davalı borçlunun takibe itiraz ettiğini, abonelik sözleşmesi ve elektrik faturalarının mevcut olduğunu, itiraz eden vekilinin borca, işlemiş faize itiraz ettikleri, ödeme emri ve borcun nedeni olarak SK 2011/2852 aboneliğe ait ödenmeyen 1.540 TL.enerji bedelinin gösterildiğini, bu abonelik nedeni ile alacaklıya enerji borcu bulunmadığını beyan ettiğini, davalının 09/05/2010-05 tarihli abonman sözleşmesi ile abone olduğunu, elektrik kullanımına devam ettiğini beyan ederek, itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili duruşmalara katılmadığı gibi yasal süresi içinde cevap dilekçesi de vermemiştir.Mahkemece, yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne; davalının, Sakarya 6.İcra Müdürlüğünün 2011/4856 sayılı dosyasına vaki itirazının iptal edilerek takibin devamına; asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair karar verilmiş; sözleşme konusu hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.Davalı vekili temyiz dilekçesi ile; dava dilekçesinin müvekkiline tebliğ edilmediğini, müvekkilinin savunma hakkının kısıtlandığını, delillerinin toplanılmadığını beyan ederek hükmü temyiz etmiştir.Temyiz istemine konu yargılama dosyasında; dava dilekçesi "Muhatapla birlikte aynı konutta beraber ve sürekli oturan memur F.. Ş.. imzasına" ifadeleri yazılarak tebliğ edilmiştir . 7201 Sayılı Tebligat Kanunu md.16 ve Tebligat Kanununun uygulanmasına Dair Yönetmelik Md.25 : “ Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.“ yasal ifadesini içermektedir../..Davalı adına dava dilekçesinin tebliği için çıkarılan tebligat, Muhatapla birlikte aynı konutta beraber ve sürekli oturan memur F.. Ş.. imzasına tebliğ edilmiş; ancak ilgi tebligatda muhatabın tebliğ anında tebliğ adresinde bulunmadığı hususu dercedilmemiştir.1982 Anayasasının “Hak Arama Hürriyeti” başlıklı 36.maddesinde; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” hükmü yer almaktadır.6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun “Hukuki Dinlenilme Hakkı” başlıklı 27.maddesinde ise; “(1) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.(2) Bu hak;a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını,b) Açıklama ve ispat hakkını,c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. HMK.nun 27.maddesinde düzenlenen “Hukuki dinlenilme hakkı” iddia ve savunmada bulunma hakkından daha geniş olarak ve Anayasanın 36.maddesine uygun bir düzenlemedir. Buna göre, davanın taraflarının, yargılama ile ilgili bilgi sahibi olma, açıklama ve ispat hakkı bulunmaktadır. Maddenin gerekçesinde açıklandığı üzere; bu hak, Anayasanın 36.maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6.maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. İddia ve savunma hakkı olarak da bilinen bu hak, tarafların, yargılama konusunda tam bilgi sahibi olmalarını, açıklama ve ispat hakkını tam ve eşit olarak kullanabilmelerini; yargı organlarının da, bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermelerini zorunlu kılmaktadır. Hakim, tarafları dinlemeden veya açıklama ve ispat hakkını kullanmaları için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. (YHGK.'nun 2009/52 Esas, 2009/105 Karar sayılı kararı)Davalının usulüne uygun şekilde duruşma gün ve saatinden haberdar edilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan yokluğunda yargılamaya devam edilerek, hüküm kurulması usul ve yasaya uygun bulunmamış, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Bozma nedenine göre, sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.