MAHKEMESİ : KARAKOÇAN ASLİYE HUKUK(TRAFİK) MAHKEMESİTARİHİ : 12/12/2012NUMARASI : 2012/1136-2012/769Taraflar arasında görülen Tüketici Hakem Heyeti Kararına İtiraz davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavalı elektrik faturaları yoluyla dağıtım şirketi tarafından kendisinden tahsil edilen, kayıp-kaçak bedelinin iadesi için TSH Heyetine başvurmuş, Hakem Heyetide tüketicinin talebini kabul ederek 113,00 TL'nin iadesine karar vermiş, davacıda bu kararın iptali için Tüketici Mahkemesine başvurmuş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, esas kararın kesin olarak verildiği gerekçesiyle temyiz inceleme isteğinin reddine karar verilmiş, davacıda süresinde ek kararı temyiz etmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki; kayıp-kaçak ve diğer bedellerin başvuru tarihinden sonraki faturaların düzenleme biçimine de etkisi olacağı, bir başka deyişle kararın ileriye yönelik ve art etkisinin uygulaması bulunduğu, bu yöndeki talebin de devamlılık arz eden bir isteme ilişkin olduğu, uyuşmazlığı tek abone yargı yoluna taşımış olmasına rağmen ortada bütün aboneleri ilgilendiren bir uyuşmazlığın bulunduğu, Dairecede benimsenen Hukuk Genel Kurulu’nun aynı doğrultudaki uygulaması da gözetildiğinde yerel mahkemece verilen kararın kesin olduğundan söz etmek mümkün değildir. Hâl böyle olunca mahkemece temyiz isteminin yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi isabetsiz olup, davacı tarafın bu yöne ilişen temyiz itirazının kabulü ile temyiz isteminin reddine ilişkin mahkemece verilen ek kararın KALDIRILMASINA,4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir.Bir hukukî işlemin 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukukî işlemin olması gerekir.Somut uyuşmazlıkta; davalı (tüketici) ile davacı şirket arasında konut elektrik aboneliğine ilişkin bir sözleşme ilişkisinin bulunduğu anlaşılmaktadır.4077 sayılı Kanunun 23. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa Tüketici Mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür.Mahkemelerin görevinin kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerekir. Bu nedenle o yerde ayrı bir Tüketici Mahkemesi varsa çekişmenin Tüketici Mahkemesinde görülmesi aksi hâlde davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği gözetilmeden anılan kanun hükmüne aykırı şekilde “Trafik Mahkemesi” sıfatıyla bakılarak, hüküm verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, davacının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 19/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.