MAHKEMESİ : ANKARA 9. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 18/07/2013NUMARASI : 2012/929-2013/1004Taraflar arasında görülen nafakanın azaltılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili ile davalının 22.12.2010 tarihinde verilen kararla boşandıklarını ve davalı lehine aylık 650 TL. yoksulluk nafakası ile toplam 25.000 TL maddi ve manevi tazminata hükmedildiğini; tazminat yükümlülüğünü yerine getiren müvekkilinin ekonomik durumunun sarsıldığını, davalının ise kuaförde çalışarak gelir elde etmeye başladığını, ayrıca davalıya vefat eden babasından dolayı yetim aylığı bağlandığını ileri sürerek nafakanın 100 TL ye indirilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; boşanma ilamının kesinleşmesinden kısa bir süre geçtikten sonra davanın açıldığını, bu kadar kısa bir sürede tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında bir değişiklik olmadığını, aksine boşanma sürecinde rahatsızlanan müvekkilinin halen tedavi gördüğünü, iddia edildiği gibi çalışmasının mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; davacının, davalının çalıştığı hususunu ispatlayamadığı, ancak davalıya boşanmadan sonra yetim aylığı bağlandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, aylık 650 TL olan yoksulluk nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 400 TL ye indirilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.TMK. nun 176. maddesine göre; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir. Yasanın bu hükmü gözetildiğinde; irat şeklinde hükmedilen nafakının artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir.Dosyadaki bilgi ve belgelerden, tarafların Ankara 3. Aile Mahkemesinin 22.12.2010 günlü ve 2009/1030 E. 2010/1608 K. sayılı ilamı ile boşanmalarına ve kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 650 TL yoksulluk nafakasının davacıdan alınıp davalıya verilmesine karar verildiği, anılan karara karşı davacı tarafça verilen karar düzeltme dilekçesinde davalının babasından dolayı yetim aylığı almaya hak kazandığının ileri sürüldüğü, ancak karar düzeltme isteminin Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 23.05.2012 günlü ve 2012/9574 E. 13979 K. sayılı ilamı ile reddedilmesi nedeniyle hükmün nafaka yönünden aynı gün kesinleştiği, iş bu davanın ise 12.07.2012 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.Bu durumda, mahkemece; davalının yetim aylığı almasının, nafakanın takdir edildiği dava sürecinde ileri sürülmesine rağmen reddedildiği, iş bu davanın açılmasına kadar geçen 2 aylık süreçte ise nafakadan indirim yapılmasını gerektirecek şekilde tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında bir değişiklik olmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.