MAHKEMESİ : MANİSA 2. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 11/04/2013NUMARASI : 2012/463-2013/220Taraflar arasında görülen nafakanın kaldırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili; müvekkili ile davalının 29.12.2010 tarihinde verilen kararla boşandıklarını ve davalı lehine aylık 200 TL. yoksulluk nafakasına hükmedildiğini; ancak süreklilik arz eden bir işte çalışan davalının ayrıca fiilen evliymiş gibi yaşadığını ileri sürerek nafakanın kaldırılmasını talep etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin özel güvenlik şirketinde çalıştığını, ancak bu işin süreklilik arz etmediğini, fiilen evliymiş gibi yaşama iddiasının ise doğru olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; davalının asgari ücret seviyesinde bir gelire sahip olduğu, ancak yoksulluğunun ortadan kalkmadığı kabul edilerek nafakanın kaldırılması isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.TMK. nun 176. maddesine göre; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir. Yasanın bu hükmü gözetildiğinde; nafaka miktarının değiştirilmesi yada kaldırılması isteklerinin, gelişip değişen şartlar ve hakkaniyet çerçevesinde değerlendirilmesi icap eder.Somut olayda, nafaka alacaklısı olan davalının 24.09.2011 tarihinden itibaren sürekli ve düzenli bir işte asgari ücret karşılığı çalıştığı belirlenmiştir. Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları ile yalnızca asgari ücretin varlığının yoksulluğu ortadan kaldırmadığı, bu durumun ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınması gerektiği ilke olarak kabul edilmiştir.Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda; mahkemece, yazılı gerekçe ile kaldırma isteminin reddine karar verilmesi doğrudur. Ancak böyle bir istemin, nafakanın indirilmesini de kapsadığı kabul edilerek nafakadan hakkaniyete uygun bir miktar indirime karar verilmemesi isabetli bulunmamıştır.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.