Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 968 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 55 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : BURSA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 23/02/2009NUMARASI : 2006/113-2009/77Dava dilekçesinde vasiyetnamenin iptali, mümkün olmaması halinde mahfuz hisseyi aşan vasiyetnamenin tenkisi istenilmiştir. Mahkemece davanın tenkis talepleri yönünden reddi, iptal talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığı cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde; tarafların vasiyetçinin mirasçısı olduklarını, murisin noterde tanzim ettirdiği 6.4.2005 tarihli vasiyetname ile, malik olduğu 703 Ada 1 parseldeki ev ve bahçenin tamamını davalı eşine vasiyet ettiğini, ancak vasiyetçi tasarruf ehliyetine sahip olmadığı için vasiyetnamenin şekil şartlarına aykırı olduğunu belirterek vasiyetnamenin iptaline, iptali mümkün olmaması halinde mahfuz hisseyi aşan vasiyetnamenin tenkisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece, davacı davasını resmi belge ile ispat edemediğinden, murisin yanıltıldığı, korkutulduğu ve aldatıldığına dair iddialar kanıtlanamadığından, vasiyetnamenin iptaline ilişkin davanın bilahare tenkise çevrildiği gerekçe gösterilerek bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına ayrıca, miras bırakanın ölüme bağlı kazandırmasının tasarruf nisabını aşmadığı, tenkis edilecek miktar bulunmadığı belirtilerek tenkis talebinin reddine karar verilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, dava terditli olarak açılmış, vasiyetnamenin iptali olmadığı takdirde tenkis istenilmiştir. Yargılama esnasında bilahare davacının istemini” “tenkis davasına” dönüştürdüğüne ilişkin bir talep bulunmamaktadır. Bu durum karşısında, kademeli taleplerin sırasıyla incelenmesi ve öncelikle vasiyetnamenin iptali talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.1.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.