MAHKEMESİ : BİSMİL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 20/09/2013NUMARASI : 2012/355-2013/746Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı kurum elamanlarının kaçak elektrik kullandığı gerekçesiyle müvekkili aleyhine 25.705,20 TL ceza tahakkuk ettirdiklerini belirterek; müvekkilinin kaçak elektrik kullanmadığının tespiti ile tahakkuk edilen cezanın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının abonesiz elektrik kullandığının tespit edildiğini, yapılan işlem ve tahakkuk edilen cezanın mevzuata uygun olduğunu savunarak; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece; davacının 3 gün kaçak elektrik kullandığı kanaatine varılarak davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş; 14.05.2012 tarihli tutanağa istinaden tahakkuk ettirilen 25.705,20 TL bedelli kaçak elektrik faturasından dolayı davacının davalı kuruma 24.848,36 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm; davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, kaçak elektrik kullanımı nedeniyle tahakkuk ettirilen ceza bedelinden sorumlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin menfi tespit davasıdır. Somut olayda, 14.05.2012 tarihli tutanakla davacının abone olmadan elektrik kullandığı tespit edilmiştir. Tutanak tarihinde yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği'nin 13/a maddesi hükmü gereğince; dağıtım sistemine, sayaçlara, ölçü sistemine ya da tesisata müdahale edilerek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması, hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı şekilde elektrik enerjisi tüketilmesi kaçak elektrik tüketimi olarak kabul edilmiştir. Bu bağlamda davacının, yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden elektrik enerjisi kullanarak, yönetmeliğin 13. maddesi uyarınca kaçak elektrik kullandığı sabittir. Temyize konu uyuşmazlık; kaçak elektrik ceza bedelinin hesaplama yöntemine ilişkindir. Mahkemece bilgisine başvurulan elektrik bilirkişisi 22.04.2013 tarihli raporunda; davacının usulsüz elektrik kullandığını, davalı elektrik idaresinin öncelikle davacıya yükümlülüklerini yerine getirmesi için enerji kesme ihbarı bırakıp, 15 günlük süre vermesi gerektiğini, verilen süreye rağmen davacının yükümlülükleri yerine getirmemesi halinde tutanak tutulup ceza verilmesi gerektiğini, buna göre davalı elektrik idaresinin yönetmelik hükümlerine aykırı davrandığını beyan etmiş, mahkemece davacının kaçak kullandığının kabul edilmesi halinde kaçak elektrik kullanım bedelinin 958,80 TL olacağını ifade etmiştir. Mahkemece, itirazlar doğrultusunda 3'lü bilirkişi heyetinden rapor alınmış; bu raporda, davacının kaçak elektrik kullandığı, elektrik idaresinin kaçak elektrik kullanım süresini tutanak tarihinden geriye doğru 90 gün olarak esas aldığı, oysa kaçak elektrik kullanılan sera ile aynı trafodan beslenen davacıya ait aboneli meskende 12.05.2012 günü sayaç okuması yapıldığı, bu okuma sonrası sayaçta kaçak kullanıma dair tutanak tutulmadığına göre mesken aboneliğinin aynı trafodan beslendiği düşünüldüğünde sayaç okumasının yapıldığı 12.05.2012 tarihine kadar her hangi bir kaçak kullanımının söz konusu olmadığı, bu sebeple 12.05.2012-14.05.2012 tarihleri arasında yalnızca 3 günlük kaçak tahakkuku yapılması gerektiği, buna göre abonenin kaçak tahakkuk bedelinin 856,84 TL olduğu rapor edilmiş, mahkemece bu rapor benimsenerek, hükme esas alınmıştır. EPDK'nın 29.12.2005 tarih ve 622 Sayılı Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar başlıklı kararının 1/B-b maddesine göre; kullanım yerine ait bağlantı anlaşması ve perakende satış sözleşmesinin veya her ikisinin de yapılmadığı yerler için kaçak elektrik enerjisi kullanımına ilişkin olarak yapılacak hesaplamada esas alınacak süre; doğru bulgu ve belgelere dayandırılması kaydıyla elektrik enerjisi kullanılmaya başlandığı tarih ile kaçak tespitinin yapıldığı tarih arasındaki süre olup, bu süre 12 ayı geçemez. Doğru bulgu ve belgelerin bulunmaması halinde bu süre 90 gün olarak esas alınır. Buna göre hükme esas alınan 3'lü bilirkişi heyetinin raporundaki hesaplama yönteminin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğine uygun yapılmadığı açıktır. Hal böyle olunca mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, yürürlükte bulunan yönetmelik hükümleri gereğince kaçak kullanım miktarı ve bedelinin tespiti için öncelikle dosyanın önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi heyetinden denetime elverişli rapor alınması, ardından tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, anılan yön gözetilmeden, yetersiz bilirkişi raporları doğrultusunda yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.