Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9622 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16026 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ANKARA 3. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 27/05/2014NUMARASI : 2012/27-2014/665Taraflar arasındaki eşya alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili - davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesi ile; tarafların 22.06.2010 'da evlendikleri, ilk olarak Ankara da ikinci olarak Bursa İnegöl de düğünlerinin yapıldığı, taraflara bu düğünlerde takılan yaklaşık 5.000TL nakit paraya davalının annesinin el koyduğu, davalının takıları bozdurup araba alacaklarını sonra misliyle iade edeceğini söylediği, bunun üzerine davacının kendisine mehir olarak takılan 3.500TL değerinde bileklik ve 5.500TL değerinde trabzon örgüsü takımı hatıra olarak bırakıp gerisinin satışına ikna olduğunu, 27.935TL'ye bu takıları sattıklarını, parası ile araç aldıklarını, aracın davalının üzerine olduğunu, 2011 yılı Aralık ayında davalının kovduğu için davacının ailesinin yanında kalmaya başladığı, 30/12/2011 'de babası M.. K.. ve M.. B.. ile müşterek konuta gidildiği, davalının şifreli kasasında bulunan bozdurulmayan altınlarını almak istediği, çilingir kasayı açtığında boş olduğu görülerek tutanak tutulduğunu iddia ederek düğünde takılan ziynetlerin aynen iadesi olmazsa değerinin şimdilik 2500 TL'sinin faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili dilekçesi ile; davacının iddialarının asılsız olup, davanın reddi gerektiğini, düğünde takılan paraya müvekkilinin annesinin el koymadığını, yeni evlililerin ortak ihtiyaçları ve balayı giderleri için kullanıldığını, düğünde takılan takıların davacının elinden araba alınmak üzere kandırılarak alındığının da doğru olmadığını, davacının kendisine takılan takılarının küçük bir bölümünü müvekkiline kendi iradesi ile bağışladığını, evdeki yatak odası takımını davacının getirdiğini, içine kasa monte ettirdiğini, takıları da kendisinin muhafaza ettiğini, şifresini bilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin davacıyı kovmadığını, tam tersi onun terkettiğini, davacının müvekkili şehir dışında iken 05.10.2011 ve 09.10.2011 tarihleri arasında eve gelip tüm kıyafetlerini ve kasada bulunan ziynet eşyasını götürdüğünü savunarak davanın reddini dilemiştir../..Mahkemece; tarafların düğünlerinde ayrı ayrı kuşak takarak takıların ayrı ayrı takılmış olması tüm takıların gelinin kesesine atılması gibi bir durumun olmaması nedeniyle takılar ayrı değerlendirilmiş davacıya ait takıların davalıya ait otomobilin alımı için bozdurulduğu, kasadaki altınların da davacının işyerindeki tartışma sonrası eve dönmediğinden davacıda olmadığı kanaatine varılmakla davacıya ait kişisel eşya mahiyetindeki ziynet eşyasının delillere uygunluk gösteren bilirkişi raporu da dikkate alınarak boşanma gerçekleşmese dahi talep gibi öncelikle aynen, olmadığı takdirde dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Dava; düğünde takılan ziynet eşyalarının aynen iadesi; bunun mümkün olmaması halinde değerinin nakden tahsili talebine ilişkindir.Kural olarak düğün sırasında takılan ziynet eşyaları, kim tarafından, kime takılırsa takılsın, kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı sayılır. Ne var ki mahkemece; tarafların düğünlerinde kuşak takılarak takıların ayrı ayrı takılmış olması tüm takıların gelinin kesesine atılması gibi bir durumun olmaması gerekçesi ile takılar ayrı ayrı değerlendirilmiş, yalnızca kadına takılanlar yönünden kabul kararı verilmiştir.O halde mahkemece yapılacak iş; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, düğün sırasında geline ve damada takıldığı tespit edilen tüm takılar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi olmalıdırSONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.