Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 961 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 15542 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ : ANTALYA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 21/04/2009NUMARASI : 2008/45-2009/153Dava dilekçesinde vasiyetnamenin iptali istenilmiştir. Birleşen Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/76 Esas sayılı dava dosyasında ise vasiyetnamenin tenfizi istenilmiştir. Mahkemece davanın (vasiyetnamenin iptali davasının) reddine, vasiyetnamenin tenfizine ilişkin davanın ise kabulüne dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacı Hasan Fehmi vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden Davacı-k.davalı Hasan Fehmi vek. Av. Osman Buldan geldi. Aleyhine temyiz olunan Davalı-k.davacı vek.Av. Katibe Çiftlik geldi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.Davacılar dilekçesinde; miras bırakanın ölümü üzerine varisleri olarak veraset ilamı çıkarttıklarını, davalının veraset belgesinin iptali için dava açtığını; bu davanın yargılaması sırasında davalı tarafça bir şifahi vasiyetnamenin olduğundan bahsedildiğini, yaptıkları araştırmada; belirtilen şifahi vasiyetnamenin, Antalya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/301 D. İş sayılı dosyasıyla tespit edilmiş olduğunu öğrendiklerini; Antalya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/301 D. İş sayılı dosyası ile zabıt altına alınan sözlü vasiyetin, yasanın aradığı unsurlardan hiç birini taşımadığından geçersiz olması sebebiyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.Birleştirilen davada ise, davacı vekili; davacının murisi Suna Öğmen'in halası olduğunu, küçük yaşlardan beri bakımını üstlendiğini ve sonrada evlat edindiğini; murisin bekar olarak öldüğünü, ölmeden önce Antalya Ahlatlı mah. 1465 ada 5 parsel ve 4/44 arsa paylı zemin kat 4 nolu taşınmazını, emekli ikramiyesini ve adına kayıtlı aracını kendisini evlat edinen ve büyüten halasına (davacıya) vasiyet ettiğini, bu hususun Antalya 1. Sulh Hukuk Mahkemesince tespit edildiğini ileri sürerek, vasiyetin tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece; "...davalı Mücessem tarafından söz konusu veraset ilamının iptali istemi ile 02.10.2006 tarihinde Kadriye ve Hasan Fehmi aleyhine dava açtığı, dava dilekçesinde açıkça sözlü vasiyetnameden ve bu vasiyetnamenin tespit edildiği Antalya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/301 D. İş sayılı dosyasıdan bahsedildiği, bu dosyaya ilişkin dava dilekçesinin davalılara tebliğ edildiği anlaşılmıştır..." Doalyısıyla davacılar Kadriye ve Hasan Fehmi sözlü vasiyetnameden en geç 28.11.2006 tarihinde haberdar olmuşlardır. Mahkememizdeki dava ise 01.02.2008 tarihinde açılmıştır. Bu durumda T.M.K.'nun 559. maddesindeki bir yıllık hak düşürücü süre geçmiştir, gerekçesiyle” vasiyetnamenin iptali istemli davanın hak düşürücü süre yönünden reddine; birleştirilen davadaki tenfiz isteminin ise kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı karşı davalılar vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Davada, sözlü vasiyetnamenin yasal unsurları taşımadığı iddia edilerek iptali; birleştirilen davada ise, tenfizi istenilmiştir.Davaya konu sözlü vasiyet, Antalya 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/301-301 D.İş sayılı kararı ile tespit edilmiştir.TMK.’nun 559.maddesine göre, vasiyetnamenin iptali davasında 1 yıllık hak düşürücü süre; davacının tasarrufu, iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten başlar.Vasiyetçinin ölümünden sonra, vasiyetnamenin TMK’nun 596 ve devamı maddeleri gereğince; Sulh Hukuk Mahkemesine tevdi edildiğine, usulüne uygun açılıp okunduğuna ve ilgililere tebliğ edildiğine ilişkin bir bilgi bulunmamaktadır. Vasiyetnamenin usulüne uygun açılıp okunduğuna ve herhangi bir itiraza uğramadığına ilişkin bir tespit dosyasından bahsedilmemiştir. Antalya 1.Sulh Hukuk mahkemesinin 2006/301 D.iş sayılı dosyasındaki tespit, vasiyetnamenin açılıp okunmasına ilişkin bir tespit olmayıp, sözlü vasiyetin yapıldığına ilişkin bir tespittir. Vasiyetname usulünce açılıp ilgililere tebliğ edilmeden TMK.nun 559.maddesinde gösterilen bir yıllık hak düşürücü süre işlemeye başlamaz. Mahkemece, bu husus nazara alınmaksızın; yanılgılı değerlendirme sonucu, davacıların verasetin iptali davasında sözlü vasiyetnameden haberdar olduklarından bahisle, süresinde açılan vasiyetnamenin iptali istemli davanın; hak düşürücü süre yönünden reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Öte yandan, vasiyetname; usulüne uygun Sulh Hakimince açılmadan, onun, yerine getirilmesi (tenfizi) de istenemez. Mahkemece, bu yön gözetilmeden, birleştirilen dava bakımından tenfiz talebinin kabulüne karar verilmiş olması da doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 750 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.01.010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.