MAHKEMESİ : İSTANBUL 19. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 13/02/2014NUMARASI : 2012/370-2014/52Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; davalı hakkında ödenmeyen elektrik faturaları ile bu tutara ait gecikme zammı ve gecikme zammına ait katma değer vergisi nedeniyle icra takibi başlatıldığını, davalının yapılan icra takibine itiraz ettiğinden, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı beyanında; açılan davayı kabul etmediğini, adına kayıtlı aboneliğin bulunduğu dükkanı 1999 yılında sattığını, o tarihten beri dükkanla ilgisinin bulunmadığını, kullanmadığı elektrik borcundan sorumlu tutulamayacağını, aboneliğin adına kayıtlı olduğunu ancak devir veya iptal ettirmediğini belirtmiştir.Mahkemece; ''...dava ve takip konusu elektrik tüketim faturalarının kullanım döneminde ve halen yasal abonenin davalı olduğu, aboneliğin davalı adına kayıtlı bulunduğu, davalının aboneliği döneminde kullanılan elektrik tüketim bedellerinin davalı tarafından ödenmediği, ödendiğine ilişkin herhangi bir delil, belge, bilgi ve kayıt sunulmadığı, davalının davacı şirketin borç döneminde ve halen yasal abonesi olduğundan dava ve takip konusu elektrik tüketim borcundan sorumlu olduğu'' gerekçesiyle ve hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulü ile davalı borçlunun icra takip dosyasındaki borca itirazının 1.424,50 TL asıl alacak 478,40 TL işlemiş faiz ve 86,11 TL KDV yönünden iptaline, icra takibinin 1.424,50 TL asıl alacak 478,40 TL işlemiş faiz ve 86,11TL KDV yönünden devamına; 1.424,50 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, 1.424,50 TL asıl alacağın %40'ı tutarında 569,80 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir../..Davaya konu icra takip dosyasında; 28.03.2008 tarihli takip talebi ile 15.06.2005-15.02.2008 tarihleri arasındaki muhtelif faturalar nedeniyle 1.424,50 TL asıl alacak, 480,69 TL işlemiş faiz, 86,52 TL KDV olmak üzere toplam 1.991,71 TL üzerinden davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı görülmüştür.HMK.nun 266 ve devamı maddeleri uyarınca çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde hakim bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Bilirkişi raporunu hazırlarken, raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. HMK.'nun 278-279.maddesine göre, bilirkişi raporu; Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde bilgi ve belgelere dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hükme dayanak yapılabileceğinin gözden uzak tutulmaması gerekir.Hükme esas alınan bilirkişi raporuna bakıldığında; dava konusu bedellerin hangi usullere göre hesaplandığı ayrıntılarıyla açıklanmadığı, sadece kurum kayıtlarının esas alındığı gibi, bilirkişi tarafından da açıklayıcı ve ayrıntılı bir hesaplama yapılmamıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporu, içeriğinin ayrıntılı ve açıklayıcı olmaması nedeniyle hüküm kurmaya yeterli ve Yargıtay denetimine elverişli görülmemiştir.Bundan ayrı;25/09/2002 tarihli ve 24887 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 24.maddesine göre; zamanında ödenmeyen borçlar başlığı altında “müşterinin perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında öngörülen ödemeleri zamanında yapmaması hâlinde dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından elektriği kesilebilir” şeklindedir. 01/03/2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 24/2.maddesine göre, “müşterinin perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında öngörülen ödemeleri zamanında yapmaması hâlinde nihai tüketicilere enerji tedarik eden lisans sahibi şirketlerin bildirimi üzerine en az 5 iş günü içerisinde dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından elektriği kesilir” söz konusu durum 2 gün içerisinde dağıtım şirketi tarafından ilgili tedarikçiye bildirilir.Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin ilgili hükümleri gereğince zamanında ödenmeyen faturalardan dolayı elektriğin kesilmesinin amir hüküm olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda; davalı, davacının elektrik abonesidir. Davacı kurum, 15.06.2005 ila 15.02.2008 tarihleri (tahakkuk tarihleri) arasındaki elektrik tüketim faturaları bedelinden oluşan alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlatmıştır. Davacı aboneliği iptal ettirmedikçe abonelik üzerinden tüketilen normal veya kaçak enerji bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte davalı kuruma karşı müteselsilen sorumludur. Davalının yaklaşık 3 yıl gibi bir süre elektrik tüketim bedeline esas faturaları ödememesine rağmen yönetmelik gereği elektriği kesmemesi davacı açısından müterafik kusur teşkil etse de bu kusur tüketilen enerji bedelinin aslından davacının beraatını gerektirmeyeceği gibi tüketim bedeli olan ana borçtan hukukî sorumluluğunu da ortadan kaldırmaz. Olsa olsa davacının (normal tüketim bedeli dışında) gecikme zammı ve işleyecek yasal faizden kusur oranında indirim gerektirir. Aksine düşünce davacının sebepsiz zenginleşmesine yol açar./..Hal böyle olunca; mahkemece,dava konusu bedellerin nasıl belirlendiğine dair tüm bilgi ve belgelerin dosyaya sunulması sağlanmalı, dosyanın önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna tevdii ile, davacı kurumun davalıdan isteyebileceği bedeller hakkında, tahakkuk tarihlerinde yürürlükte bulunan ilgili mevzuat hükümlerine göre tereddüte yer vermeyecek şekilde, ayrıca dava konusu alacak döneminde yürürlükte bulunan tarifelerinin ilgili maddeleri uyarınca, davalının normal tüketim bedelinin aslından (ana borçtan) her halükarda sorumlu olduğu, yönetmelik gereğince davacı tarafından elektriğin kesilmesi gereken tarihin belirlenerek, bu tarihe kadar olan borcun tamamının hesap edilmesi, bu tarihten sonraki dönem için ise davalının elektriği kesmemesinin müterafik kusur teşkil edeceği ve bununda ancak davacı için gecikme zammından indirim sağlayacağı bu indirimin de en fazla yasal faize kadar olacağı nazara alınıp,ayrıntılı,açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun bir rapor aldırılarak, davacı kurumun tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarı belirlenmeli ve sonucu dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme,soruşturma ve yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.