Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9545 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1585 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : BURSA 5.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 18/09/2013NUMARASI : 2009/206-2013/376Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin iptali-tenkisi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacılar vekili dilekçesinde; tarafların 21.12.2008 tarihinde ölen müşterek murislerinin, 11.01.1990 tarihinde noterde düzenlediği vasiyetname ile tüm malvarlığını kız kardeşi olan davalıya vasiyet ettiğini, vasiyetnameyi baskı altında yaptığını, vasiyetname ile davacıların tüm miras haklarının bertaraf edilmek istendiğini belirterek, kanuna aykırı şekilde yapılan vasiyetnamenin iptalini, aksi halde terekenin tenkisine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevabında; TMK.de yapılan değişiklikle kardeşlerin saklı payının kaldırıldığını, tenkis talebinin yersiz olduğunu, vasiyetname düzenlendiği sırada vasiyetçinin hukuki ehliyeti bulunduğuna ilişkin rapor bulunduğunu, iptal ve tenkis koşulları oluşmadığından davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; vasiyetnamenin kanunda aranan şekil koşullarına uygun olduğu, ayrıca vasiyetçinin hukuki ehliyete haiz olduğu, vasiyetnamenin iptali koşullarının bulunmadığı ayrıca murisin ölüm tarihi itibariyle kardeşlerin saklı paylarının kalktığı gerekçeleri ile vasiyetnamenin iptali ve tenkis talebinin reddine karar verilmiştir.Hükmü davacılar vekili temyiz etmektedir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, mirasbırakanın okur-yazar olmadığı, vasiyetname düzenlenirken de okur-yazar olmayanlara ilişkin vasiyetname düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda; vasiyetçinin, düzenlenen vasiyetnamenin son arzularına uygun olduğunu beyan etmesi yeterli değildir. Tanıkların da, vasiyetçinin kendi önlerinde beyanda bulunduğunu ve onu tasarrufa ehil gördüklerini ifade edip, bu sözlerin yazılması ile de yetinilmeyip vasiyetnamenin kendi yanlarında resmi memur tarafından vasiyetçiye okunduğunu ve onun vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan ettiğini de belirtmeleri ve bu beyanlarının altını imzalamaları gerekmektedir. MK. 482.md (TMK 535.md.) Ön görülen ilkeler geçerlik şartıdır. Bunlardan birinin eksikliği vasiyetnameyi geçersiz kılar.Somut olayda; davaya konu vasiyetnamede, tanıkların “mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını” tevsik eden beyanları yoktur. Bu beyanın yokluğu vasiyetnameyi geçersiz kılar. Hal böyle olunca, mahkemece; MK. 482.(TMK 535/2) maddesindeki şekil şartlarına uygun olarak düzenlenmeyen vasiyetnamenin iptaline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yazılı gerekçe ile vasiyetnamenin şekil şartlarına uygun olduğundan iptal talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.