Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9529 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14306 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İSTANBUL 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/11/2013NUMARASI : 2011/441-2013/444Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde, davalının elektrik abonesi olduğunu, hastaneye ait 27.06.2008 ve 28.05.2010 tarihleri arasında tahakkuk eden 24 adet elektrik faturasının "Diğer-1" abone grubu üzerinden hesaplanması gerekirken, birim fiyatı daha yüksek olan "ticarethane" tarifesi üzerinden hesaplandığını, hastanenin elektrik faturalarını zamanında ödediğini, elektrik tarifesindeki yanlışlığın belirtilerek, iki tarifenin birim fiyatları arasındaki farktan oluşan fazla ödemenin davalıdan talep edildiğini, davalının, itirazları üzerine tarife yanlışlığını kabul ettiğini ve tarifeler arasındaki farkı hesaplayarak 19.705,70 TL'yi kurumlarının hesabına iade ettiğini, davalının kendi hatasından dolayı haksız olarak fahiş elektrik bedeli tahsil ettiğini, 24 adet faturadan kaynaklanan farkın iade edilmesinin davacı kurumun zararını gidermediğini, fatura tarihi ile ödeme tarihi arasında işleyen yasal faiz miktarının toplam 23.915,67 TL olduğunu, bu faiz miktarının davalıdan tahsili gerektiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 23.915,67 TL faiz alacağının, 25.11.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili savunmasında, davacı tarafa Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin Hatalı Bildirimde Bulunulması Başlıklı 23.maddesi doğrultusunda işlem yapıldığını, fazla tahsil edilen bedelin geri ödendiğini, faiz talebinin yerinde olmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, 23.915,67 TL yasal faiz alacağının davalıdan tahsiline, faiz isteminin reddine karar verilmiş, verilen bu karar süresi içinde her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmiştir../..Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak; 818 sayılı BK'nun 101.maddesinde; "Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla mütemerrit olur" hükmü getirilmiştir. 6098 sayılı Borçlar Kanununun 117.maddesinde bu hüküm ''Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer'' şeklinde düzenlenmiştir. Temerrüt, ya bir ihtar ile ya da dava açılması vs. suretiyle gerçekleşir.Sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre, borçludan faiz talep edilebilmesi için zenginleşenin iyiniyetli ya da kötüniyetli olduğuna bakılmadan bir ihtar ile ya da aleyhine bir dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. Borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden itibaren oluşur. İade talebinde bulunulmadan temerrüt faizi işlemez.Somut olayda, dosyadaki belgelerden davacı tarafın, davalıyı bir ihtar ya da ihbar ile temerrüde düşürüp düşürmediği tam olarak anlaşılamamaktadır.Bu durumda mahkemece, öncelikle davacı tarafın davalıyı, asıl borcu ödeme tarihinden önce temerrüde düşürüp düşürmediği araştırılıp, eğer ihtar ya da ihbar ile temerrüde düşürülme durumu var ise, ihtar tarihi ile ödeme tarihi arasındaki geçen süreye ilişkin faiz tutarı konusunda, bilirkişiden ek rapor alınarak, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi, eğer temerrüt olgusu gerçekleşmemiş ise, sebepsiz zenginleşmede, temerrüt olgusu esas olacağı için, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.