Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 946 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 15874 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı dava dilekçesinde; davalıdan boşandığını, müşterek iki çocuğun velayetinin kendisine verildiğini, kendisi ve çocukları lehine 100,00 er TL nafakaya hükmedildiğini, 2013 yılında açtığı nafaka artırım davası sonucu nafakaların 200,00 er TL'ye yükseltildiğini, ödenmekte olan nafaka miktarının çocukların ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kaldığını belirterek; her bir çocuk için ödenen aylık 200,00 er TL nafakanın, 150,00 şer TL artırılarak; aylık 350,00 şer TL'ye çıkartılmasını ve her yıl Tüfe oranında artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili duruşmadaki beyanında; müvekkilinin aylık gelirinin 1.500,00 TL olduğunu, bunun 600,00 TL'sini davacıya yoksulluk ve iştirak nafakası olarak ödediğini, müvekkilinin yeniden evlendiğini, bir çocuğunun daha olduğunu savunarak; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile aylık 200,00 er TL olarak ödenmekte olan iştirak nafakasının her bir çocuk için aylık 350,00 şer TL'ye çıkarılmasına ve nafakaların her yıl Tüfe oranında arttırılmasına karar verilmiş, hüküm; davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; iştirak nafakasının artırılması istemine ilişkindir. Kural olarak, nafaka miktarında yeniden belirleme yapılabilmesi için belli bir sürenin geçmesi aranmaz. Nafaka miktarında artırım yapılabilmesi için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin artırımı gerekli kılması gerekir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden somut olayda; tarafların 23.06.2010 tarihinde kesinleşen ilamla boşandıkları; 08.11.2001 doğumlu .. ve 22.08.2005 doğumlu ... velayetinin davacıya verildiği, çocuklar lehine 100,00 er TL iştirak nafakasına hükmedildiği, davacının 20.05.2013 tarihinde davalı aleyhine nafaka artırım davası açtığı, 26.09.2013 tarihli ilamla nafakaların 100,00 er TL'den 200,00 er TL'ye çıkarıldığı, davacının huzurdaki ikinci artım davasını 27.01.2015 tarihinde açtığı, davalının bir şirkette çalıştığı ve aylık gelirinin 1.500,00 TL olduğu, 01.07.2011 tarihinde yeniden evlendiği; ikinci evliliğinden 21.03.2012 tarihinde bir kız çocuğunun dünyaya geldiği, davacının lise mezunu olduğu, nafaka alacaklısı iki çocuğuyla birlikte yaşadığı, oturduğu evin kendisine ait olduğu, kira giderinin bulunmadığı, davalıdan aylık 200,00 TL yoksulluk nafakası aldığı anlaşılmaktadır.Görüldüğü üzere; en son nafakanın artırıldığı tarih (26.09.2013) ile eldeki artırım davasının açıldığı (27.01.2015) tarih arasında geçen yaklaşık 1,5 yıllık sürede, çocukların yaşlarının büyüdüğü, ihtiyaçlarının arttığı, paranın satın alma gücünün azaldığı bir gerçektir. Ancak tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, çocukların yaşı ve ihtiyaçları, en son artırımın yapıldığı tarih ile bu davanın açıldığı tarih arasında geçen süre nazara alındığında mahkemece takdir edilen artırım miktarı fazladır. Hal böyle olunca mahkemece; çocukların ihtiyaçlarını karşılayacak aynı zamanda nafaka yükümlüsü davalı babayı ödemede zorlamayacak, onu zarurete düşürmeyecek şekilde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, daha az oranda artırım yapılması için hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Kabule göre de, sonraki yıllarda nafaka artışına hükmedilirken ..'in yayınlandığı ..oranında artış yerine, .. oranında artışa hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.