Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 9378 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 6717 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 30/12/2014NUMARASI : 2014/1704-2014/1056Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; müvekkili şirketin elektrik abonesi olan davalının, 2003 yılı Haziran ayına ait enerji faturasını ödemediği gibi bu amaçla başlatılan takibe de itiraz ettiğini ileri sürerek; takibe vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından müvekkili aleyhine açılan davanın yetkili ve görevli mahkemede açılmadığını, yetkili mahkemenin Bahçe Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; "...davalı-borçlunun icra dairesinin yetkisine itiraz etmediği, ancak itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraz ettiği, takibe ve davaya konu Adana 8. İcra Müdürlüğünün 2011/7170 esas sayılı dosyası içerinde bulunan tarihsiz orta gerilim elektrik enerjisi satış sözleşmesi incelendiğinde işyeri aboneliği için sözleşme yapıldığı, her iki tarafın tacir olduğu, sözleşmenin 10. maddesinde de anlaşmazlıkların giderilmesinde Osmaniye Mahkemelerinin yetkili kılındığı, 6100 sayılı HMK.nun 19/1 maddesi kapsamında sözleşmeyle yetkili kıldıkları Osmaniye mahkemeleri yanında kanunen yetkili olan genel ve özel yetkili mahkemelerin de yetkisinin devam edeceğinin düzenlenmediği, böylelikle taraflarca yetkili kılınan Osmaniye mahkemelerinin kesin yetkili olduğu..." gerekçe gösterilerek, davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir../..Bilindiği üzere, HMK.nun 10. maddesinde, sözleşmelerden doğan davalar için özel bir yetki kuralı konulmuştur. Anılan maddeye göre; sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde açılabilir.Sözleşmenin yerine getirileceği yer ise, öncelikle tarafların açık veya zımni isteğine göre tesbit edilir. Bu yer belli ise, dava o yerde açılabilir. Ancak tarafların sözleşmenin yerine getirileceği yer hakkındaki açık veya zımni isteğinin anlaşılamadığı hallerde, yetkili yer TBK. nun 89. (BK. nun 73.) maddesine göre belirlenir. Buna göre, davanın konusu sözleşmeden doğan bir para borcu olup da sözleşmede aksi kararlaştırılmadı ise, borç alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödenir.Bu düzenlemenin yanında, HMK. nun 17. maddesi ile tacir veya kamu tüzelkişisi olmak koşuluyla tarafların, belli bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılmak için yetki sözleşmesi yapabilecekleri kabul edilmiştir.Buna göre (tarafların aksini kararlaştırmamış olmaları halinde) kural, davanın yalnızca yetki sözleşmesiyle belirlenen yer mahkemesinde açılmasıdır.Somut olayda; abonelik sözleşmesinin kurulduğu tarafların kabulünde ise de bu abonelik sözleşmesi mahkemece getirtilip incelenmemiştir. Hükme esas alınan abonelik sözleşmesi ise, dava dışı ... ile davalı arasında imzalanmış olup, dava ile bir ilgisi bulunmaktadır.Bu durumda, mahkemece; taraflar arasında imzalanan abonelik sözleşmesinin celbedilerek incelenmesi ve yukarıda yapılan açıklamalar ışığında mahkemenin yetkisine yönelik itiraz hakkında hüküm tesis edilmesi gerekirken, dava ile ilgili olmayan abonelik sözleşmesindeki yetkiye ilişkin düzenlemenin esas alınması suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.