Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9360 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 22276 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ANKARA 5. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 10/07/2014NUMARASI : 2014/45-2014/960Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde ; davalının davacının çalışmasına izin vermediğini, davacıyı dinen boşadığını söyleyerek evden kovduğunu, öğretmen olan davalının 2.000,00 TL'nin üzerinde geliri olduğunu ileri sürerek, 1.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini istemiştir.Davalı vekili; ağır kusuru nedeni ile evliliği bitme noktasına getirenin davacı olduğunu, evlilik birliğinin kadına yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediğini, sudan sebeplerle kavga çıkardığını, müşterek konutu hiç bir neden olmadan terk ederek ailesinin yanına gittiğini, iddia edildiği gibi 2.000,00 TL geliri olmadığını, ücretli öğretmenlik yaptığını ve 600,00-700,00 TL civarında maaş aldığını bildirerek, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulüne ve davacı yararına 500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.6100 sayılı HMK’nun yargılamaya hakim olan ilkeeler ile ilgili birinci kısım 2. bölümünde ‘Hukuki dinlenilme hakkı’ başlıklı 27. maddesinde; davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunması, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerdiği açıklanmıştır. Hukuki dinlenilme hakkı, Anayasanın 36.maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6.maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının en önemli unsurudur../..Zira, insan onurunun yargılamadaki zorunlu bir sonucu olarak, yargılama sürelerinin, yargılamada şeklen yer almaları dışında, tam olarak bilgi sahibi olmaları, kendilerini ilgilendiren yargılama konusunda açıklama ve isbat haklarını tam ve eşit olarak kullanmaları ve yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate almaları, gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermesi gerekir.Hukuki dinlenilme hakkı olarak ifade edilen ve uluslararası metinlerde yer bulan bu hak çoğunlukla "İddia ve savunma hakkı" olarak bilinmektedir.Somut olayda; davacı ayrı yaşamakta haklı olduğu gerekçesi ile tedbir nafakası talep etmiştir. Davalı ise, iddiaları kabul etmeyip, ayrı yaşanmasına neden olan olayların davacıdan kaynaklandığını beyan ederek, cevap dilekçesi ile tanıklarını bildirmiştir. Mahkemece, taraf tanıklarının beyanları alınmadan, ilk celsede davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davalının tanıklarının beyanlarına başvurulmayarak, davalıya savunma hakkı tanınmamış olmasının, 6100 sayılı Yasanın 27.maddesine aykırı ve Anayasanın 36.maddesinde yer alan Adil Yargılama Hakkını ihlali niteliği taşımakta olduğu açıktır. Kaldı ki, davacının davalıdan ayrı yaşama hakkının olup olmadığının tespiti açısından, davacının tanıklarının da dinlenmediği, davacının davalıdan ayrı yaşamakta haklı olup olmadığı olgusunun araştırılmadığı anlaşılmaktadır.Bu itibarla mahkemece; davacının iddiasını ispatına, davalının da savunmada bulunmasına yönelik olarak, taraf delilleri toplandıktan ve tanıklar dinlendikten sonra, davacının davalıdan ayrı yaşamakta haklı olup olmadığı değerlendirilerek edinilecek kanaate göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.