Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 9298 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14664 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : BATMAN 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 30/01/2014NUMARASI : 2012/510-2014/64Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı K.. K.. tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesi ile; davacı ile davalıların arasında, adi ortaklık ilişkisi bulunduğunu; taşıma ihalesinden kaynaklanan vergi borcunun tarhiyat ve tahakkuk işlemlerinin adi ortaklık adına yapılması gerekirken davacı şirket adına yapıldığını; ortaklığın yararı için vergi barışı kapsamında borcun yapılandırıldığını, ilk taksidin ihtirazi kayıtla davacı tarafından ödendiğini, borçtan davalıların da sorumlu olduklarını; yapılan icra takibine haksız itiraz edildiğini ileri sürerek; itirazın iptaline ve icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili, cevap dilekçesi ile; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın, davalı K.. K.. yönünden kabulüne, itirazin iptaline, takibin devamına,icra inkar tazminatı talebinin reddine; davalı şirket yönünden, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı K.. K.. vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Adi ortaklığın tanımı, TBK'nun 620.(BK'nun 520.)maddesinde; "Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir " şeklinde yapılmıştır. Adi ortaklık, bir ticari işletmeyi işletmek şeklinde olabileceği gibi esnaf işletmesi veya hiç bir işletme olmaksızın bir kaç kişinin muhtemel kazancı paylaşmak amacıyla emeklerini ve mallarını bir araya getirme şeklinde de olabilir.Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi, yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Görevle ilgili konularda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Taraflar da, yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re'sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır. ./..6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4. maddesinde; "Her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır", aynı kanunun, 5.maddesinde; "Aksine hüküm olmadıkça dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi görevlidir" düzenlemeleri yeralmaktadır. Somut olayda; tarafların Ticaret Siciline kayıtlı Ltd.Şti ve gerçek kişi tacir olması, adi ortaklık sözleşmesinin konusunun taşımacılık olması ve davanın da tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunması nedeniyle, Asliye Ticaret Mahkemesi davaya bakmakla görevlidir. Ayrıca, HMK 297/1- a maddesinde; Mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğinin hükme yazılmasının gerektiği düzenlenmiştir.Bu durumda, mahkemece; somut olayda, yargılama yapmanın Ticaret Mahkemesinin görevi olduğu düşünülmeksizin işin esası hakkında yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, şimdilik diğer hususların incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.